Şeki
Şeki Azerbaycan’ın en eski şehirlerinden biridir. Azerbaycan’ın batısında kurulan şehir orta asırlarda, Şeke, Şaki, Şakki gibi isimlerle anılmaktaydı. Tarihi kayıtlara göre, Şeki’nin adı, milattan önce 7. yy da Karadenizin kuzey sahillerinden Derbent geçidi vasıtasıyla Güney Kafkasya’ya oradan da Küçük Asya’ya hareket eden Sak tayfalardan gelmektedir. Onlar Kafkasya’nın en güzel topraklarına yerleşerek, bu yerlere “Sakasena” adını vermişlerdir. Sakların yoğunlaştığı bölgelerden biri de Şekiydi.
I. yüzyılda Şeki eski Azerbaycan Devleti’nin en büyük şehirlerinden biri haline geldi. Yunan coğrafyacısı Ptolomey, Kafkas coğrafyasında Niqa (Nuha) adlı bir yaşam yeri olduğunu kaydetmektedir. Hatırlatmak gerekir ki Şeki’nin tarihi adlarından biri de Nuha’dır.
Kafkasya’daki ilk Hristiyan kilisesi Şeki’nin Kiş köyündedir. Arap istilası öncesinde Şeki, Azerbaycan’ın en önemli siyasi ve iktisadi merkezlerinden biriydi. Arap işgalleri neticesinde Şeki eyaleti 3 emirliğin egemenliğine dahil edildi. Hilafetin zayıfladığı bir dönemde Şeki bağımsızlığını ilan etti.
XVI. yüzyılın ortalarında Şaki Safeviler devletiyle birleştirildi. Safevilerin dağılmasından sonra 1743 yılında kurulan Şeki Hanlığı Azerbaycan hanlıkları içinde en güçlü feodal devletti. XIX. yüzyılda diğer Azerbaycan hanlıkları gibi Şeki de Çar Rusya’sının esareti altına girdi ve Nuha kazası olarak adlandırıldı.
Şeki arazisi gittikçe büyüdüğü için Çar hükümet organları, şehirde iki mahalle yarattılar. 1860-1865 yıllarında şehir artık 4 mahalleye bölünmüştü. Birinci mahalleye Kala ve etrafı, ikinci mahalleye şehir çevresi, üçüncü mahalleye Dabbakhane dahildi. Buradaki en önemli meslek boyacılıktı. Kayıtlarda dördüncü mahalle hakkında bilgi verilmiyor. Görünüşe bakılırsa, bu mahalleye sanatkarlar dahil edilmiş.
1920 yılında Azerbaycan’da Sovyet hakimiyeti kurulduktan sonra Nuha rayonu (ili) teşkil edildi. 1968 yılında bu rayon yeniden eski adı olan Şeki ismiyle anılmaya başlandı.
Tarihi Eserlerle Dolu Mekan
Kadim tarihi olan Şeki şehri aynı zamanda abideler diyarıdır. Bu şehrin tarihi geçmişini, mimari abidelerin çokluğunu ve bunların dünya medeniyetine katkısını göz önünde bulunduran Azerbaycan Bakanlar Kurulu, 24 Kasım 1967 tarihinde Şeki’nin “Yukarıbaş” bölümünü Tarihi ve Mimari Korunma alanı ilan etmiştir. Mimari Korunma alanı ve Şeki Han Sarayı dünyanın en önemli tarih ve kültür abideleri arasında sayılmaktadır.
Ulu atalarımızdan bizlere yadigar kalan Han sarayı, Şeki Hanlarının evi, Dairevi mabed, kale duvarları korunma alanının mimarlık incilerindendir.
Müslümanların ibadet yeri olan Cuma Mescidi, Ömer Efendi Mescidi, Han Mescidinden başka mahalle mescitleri de korunma alanına dahildir. Burada bulunan ipek fabrikaları da tarihten beri bölgede ipekçiliğin gelişmiş olduğunun göstergesidir. O devirde inşa edilmiş beş kervansaraydan ikisi şimdiye kadar korunup, saklanabilmiştir. Yukarı Kervansaray turistlerin göz zevkini okşayan yerlerden biridir. “Yukarıbaş”ı ikiye ayıran Kurcana çayı üzerinde özel bir mimari üslup ile inşa edilmiş köprüler bu araziyi birleştirir. Ağvanlar, dere ve yer altı hamamları bu arazide bulunmaktadır.
Halkımızın milli serveti ve iftihar kaynağı olan Mirza Fatali Axundzade’nin, Raşid bey Efendiyev’in, Sabit Rahman’ın ev-müzeleri ve Devlet Resim Galerisi de korunma alanı arazisindedir. Şehitlik ve 2. Dünya Savaşında şehit olan askerlerimize adanan heykeller de burada bulunmaktadır.
Şeki’de kültür abideleri ile beraber savunma amaclı yapıların da varlığı bu bölgenin büyük stratejik öneme sahip olduğunu göstermektedir. Böyle önemli yapılardan biri de Şeki Narınca Kalesidir. Şehrin kuzey-doğu bölgesinde güneyden 710 metre, kuzeyden 750 metre deniz seviyesinden yükseklikte bir arazide bulunan Kale Azerbaycan’da ilk bağımsız hanlığın – Şeki Hanlığının kurucusu olan Hacı Çelebi devrinde kurulmuştur. (1743-1755)
Dünya abideleri arasına dahil edilen Şeki hanlarının yazlık sarayı olan Şeki Han sarayı, Hacı Çelebi’nin oğlu Hüseyin Hanın devrinde 1761-1762 yıllarında inşa edilmiştir. Devrinin en güzel eserlerinden olan ve bütün Şekililerin gurur kaynağı olan Şeki Han sarayı iki katlı olup, altı odadan, dört dehlizden ve iki eyvandan oluşmaktadır. Merkezde büyük salon ve salonun her iki tarafındaki dehlizlere bitişen yan odaları bulunmaktadır. Nazım Hikmet bu konuda şöyle yazmıştır: “Eğer Azerbaycan’da başka kadim abideler olmasaydı, sadece Şeki Han sarayını dünyaya göstermek yeterdi”.
Şeki’nin kültüre katkısı
Şeki´de 70´den fazla tarihi anıt, 5 müze, 2 kültür ve dinlenme parkı, tiyatro, müzik grupları vb. faaliyet gösterir. 1969 yılında müzik derneği olarak faaliyete başlayan “Zirve” adlı topluluk bugüne kadar çeşitli başarılara imza attı. 1978 yılında Moskova´da yapılan toplu ses yarışmasında, ayrıca cumhuriyet yarışmalarında birkaç kez galip ödülünü almıştır. Çalışanların en büyük kozlarından biri de 1996 yılında Türkiye´de Esma kentinde yapılan festivale başarıyla katılmalarıdır. Repertuarında halk şarkıları, yabancı ve ulusal bestecilerin şarkılarını içeren “Zirve” sık sık el şenliklerinde, bayramlarda, toplu etkinliklerde, konserlerde ve diğer ortamlarda onların performansları beğeniyle karşılanmaktadır. 1985 yılında bu topluluğa “halk enstrümantal grubu” adı verildi.
Folklor geleneklerimizi sürdüren “Zorhana” halk dansı grubu da dernek olarak 1954 yılında faaliyete başlamıştır. 1959 yılında Moskova´da düzenlenen “Azerbaycan edebiyatı ve sanatı yarışmasında”, 1967-1969 yıllarında ise genel birlik yarışmasına katılarak başarı elde etti. “Halk çalışanları” adını alan, birkaç belgesel televizyon filmlerine konu olan «Zorxana» Türkiye´de de 2 kez etkinlik düzenledi. Grup Bakü, Tiflis ve diğer büyük kentlerde başarılı bir şekilde turne yolculuklarına çıkmıştır.
1959 yılında faaliyete başlayan Şeki halk tiyatrosu Azerbaycan´ın Bakü başta olmak üzere pek çok şehrinde ve komşu Gürcistan´da defalarca turne yolculukları düzenlemiş ve çeşitli yarışmalarda derece yapmıştır. Nitekim bu başarılı çalışmalar üzerine Şakida Devlet Dram Tiyatrosu kurulmuş olup, söz konusu medeniyet ocağı bugün başarıyla faaliyetine devam etmektedir.
Şaki’de faaliyet gösteren «Pehlevanlar» aile-sirk çalışanları ise onun yaratıcısı olan Geroy Löymanov’un adını taşıyor. Grubun şuanki rehberi Haldun Löymanov, amcaları ve kardeşi ile birlikte bu faaliyetleri yürütmektedir. Bu kişiler çeşitli ağırlıkta yükler kaldırıyor, hareket eden otomobilleri göğüsleri ile durduruyor, yük makinesini kendi üzerinden geçiriyor, cambazlık yapıyorlar. Grup farklı zamanlarda Bakü ve Moskova sirklerinde sahne almışlardır. Aile-sirk halk topluluğunun Türkiye´ye ziyareti de başarılı geçmiştir. Grubun bazı yarışma, etkinkik ve festivallerde elde ettiği başarılar da mevcuttur.
Kafkasların Lion’u
Tarihin meşhur sanat ürünleri ve sanatçıları ile tanınan Şeki’nin şöhreti dünyaya yayılmıştır. Yabancıların Şeki için şu benzetmeyi yapması tesadüf değildir: “Eğer İsviçre dünyada saati ile tanınıyorsa, Şeki de ipeği ile meşhurdur.” Bu sanatın gelişmişliği nedeniyle Şeki, Fransa’nın meşhur ipekçilik merkezi olan Lion’a benzetilmektedir. Bu nedenle Şeki’ye Kafkasların Lion’u denilmektedir.
17. yüzyılın ikinci yarısında yeniden inşa edilen Şeki şehri mimarlık üslubu ile de fark yaratmaktadır. Eyvanlı binalar Azerbaycan’ın bu zengin bölgesinin sosyal ve iktisadi gelişimini gözler önüne sermektedir. Şeki’de nesilden nesile geçmiş halk ustalarının geleneksel binaları, kendine mahsus bir karaktere sahiptir. Bu gelenekler, Azerbaycan mimarlığında gelişmiş binaların oluşmasını etkilemiştir.
Şeki ustaları şebekeli pencerelerin hazırlanması alanında da meşhur idiler. Şeki’de nesilden nesile geçen halk sanatkarlığı bugün de yaşamaktadır. Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2010-2014 yılları için “Halk Yaratıcılığı Başkenti” Programı çerçevesinde Şeki 2010 yılı Azerbaycan Sanatkarlık Başkenti ilan edilmiştir. Bununla ilgili pek çok etkinlik düzenlenmiştir.
Şeki Turizminin Özellikleri
Şeki’de bulunan restoran, eğlence ve dinlence yerleri şehire ayrı bir güzellik katmakta ve turizmin gelişmesine etki etmektedir. Şeki’nin olimpiyat idman kompleksi, Bakü Petrol-Yağ Birliği’nin dinlenme tesisi, Şeki “Soyuq bulaq” turizm merkezi, “Saadet”, “Marhal”, “Gelirsen görürsün” istirahat bölgeleri, “Şeki-Kervansaray” ve diğer tesisler Şeki’de turizmin gelişmesine öncülük etmektedir.
Şeki eğitimliler şehri olarak da tanınmaktadır. Burada 100 adet onbir yıllık ortaokul, 6 adet okul dışı eğitim tesisi, 62 adet okul öncesi eğitim tesisi, 5 adet yedi yıllık musiki mektebi ve Azerbaycan Muallimler Enstitüsü’nün Şeki şübesi faaliyet göstermektedir.
Öz tarihini koruyup saklayan Şeki, çağdaş devirde de bütün alanlarda gelişmektedir.
Şeki Kültürel Etkinlikler Mekani
Azerbaycan´ın eski kültür ve sanat merkezlerinden biri olan Şeki şehri uluslararası festivallerin, tedbirlerin uygulanması için elverişli mekandır. Artık Şeki festivaller şehri olarak da bilinir. Geçtiğimiz yıl kentte 4 uluslararası festival yapıldı. Bu festivallere 20´ye yakın yabancı ülkeden 200´den fazla katılımcı katıldı. Dünya müziğinin parlak incilerinden oluşan çeşitli konser programlarının yer aldığı, güzel yorumcularından katıldığı Şeki “İpek Yolu” Uluslararası müzik festivali ise bu şehrin kültürel hayatında büyük bir olaydır. Festivalin yüksek düzeyde düzenlenmesi halkımızın zengin kültürünün, Şekinin turizm potansiyelinin tanıtımı açısından da büyük önem taşımaktadır.
“İpek Yolu” Uluslararası Müzik Festivali adı altında her ilde düzenlenen, dünya müziğinin parlak incilerinden oluşan ve birbirinden güzel söz yorumcusunun katıldığı çeşitli konser programları artık gelenek haline geldi. Kültür ve Turizm Bakanlığı´nın desteğiyle, Azerbaycan Besteciler Birliği ve Şeki Şehir Kaymakamlığı birlikte düzenlediği Festival bu şehrin kültürel hayatında büyük bir olaydır. 2014 yılında beşinci kez düzenlenen festivalde dünyanın tanınmış müzik ekipleri yer aldı, şehir sakinleri ve misafirleri birkez daha güzel bir müzik bayramına tanıklık etti. Beş gün boyunca süren bu muhteşem müzik bayramının katılımcıları, şehrin misafirleri, ülkemizde akredite oldunmuş diplomatik misyon temsilcileri, müzikseverler, Hindistan, Çin, Türkiye ve Rusya´nın yanı sıra Azerbaycan´ın tiyatro, müzik, dans ve folklor ekiplerinin birbirinden ilginç konser programlarını izlediler. “Eurovision” şarkı yarışmasını kazananlar ile katılımcıların çoğunun da sahne alması festivalin yeni bir programı olmuştur. Festival kapsamında Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı´na (TÜRKSOY) üye ülkelerin ressamlarının sergisi açılmış, TÜRKSOY Türkçe konuşan ülkelerin milli giysilerinden oluşan hazırladığı moda fuarı- defilesi gösterilmiştir. Bu yıl VI. kez düzenlenen müzik festivalinde Türkiye ve Polonya´nın muzik toplulukları katkı sağladılar. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Şeki Şehir Kaymakamlığı ve Azerbaycan Tiyatro Adamları Birliği´nin birlikte düzenledikleri “Azerbaycan tiyatrosu 2009-2019 yıllarında” Devlet Programı çerçevesinde 10-19 Eylül tarihleri arasında I. Şeki Uluslararası Tiyatro Festivali yapıldı. On gün süren festivalde tanınmış kültür ve sanat adamları, tiyatro severler, şehir camiasının temsilcileri katıldı. Ş?kid? “Şehir günü”, uluslararası geleneksel tatlılar festivali da ilgi çekdi.
Festivalde Türkiye, Rusya, Moğolistan, Gürcistan, Kırgızistan, Kore Cumhuriyeti, ayrıca Azerbaycan´ın 23 şehir ve bölgelerinden gelmiş q?nnadıçıların önceden hazırladıkları şekerleme ürünleri gösterilmiştir. Uluslararası geleneksel tatlılar festivalinin gerçekleştirilmesinin de esas amacı halkımızın somutu olmayan mirasının korunması ve teşvik edilmesine, aynı zamanda Şeki’nin turizm potansiyelinin genişletilmesi ve uluslararası alanda tanıtılmasıdır. Şeki tüm hazırlıkları başarıyla tamamlamıştır.
Türk Dünyasi Kültür Başkenti
Azerbaycan’ın Şeki şehri, 2015 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti Merv şehrinde gerçekleştirilen toplantıya katılan tüm temsilcilerin oy birliği ile aldığı karar sonrasında 2016 Yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti seçildi. Kafkasların incisi olarak adlandırılan şehir, yılboyu gerçekleştirilecek etkinliklerle farklı alanlardan sanatçıların, bilim insanlarının buluşma noktası haline gelecek. TÜRKSOY tarafından 2012 yılında başlatılan uygulama kapsamında Türk Dünyası Kültür Başkenti unvanına ilk sahip olan şehir Kazakistan’ın Astana şehri olmuştur. Ardından, 2013 yılında Eskişehir, 2014 yılında Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan ve 2015 yılında Türkmenistan’ın Merv şehri Türk Dünyası Kültür Başkenti unvanını almıştır.
Geçen yıl Şeki “İpek Yolu” Uluslararası müzik festivalina katılan TÜRKSOY Genel Sekretarı Dusen Kasseinov “Kültür” gazetesine röportajında Şeki hakkında şunları söylemişti; “Buraya gelmeden önce Şeki hakkında bana bahsettiler, belli bir kanaat oluştu. Ama derler, yüz defa duymaktansa, bir kez görmek iyidir. Ben kendi gözlerimle Han sarayını, karvansaraları gördüm. Şehir dağların koynunda, yeşillikler arasında karar kılıp ve uluslararası etkinliklerin, çeşitli festivallerin yapılması için ideal bir yerdir. Sanırım, “İpek Yolu” festivalinin ve gelecekte diğer festivallerin yapılması şehre turizm akımını da artıracak. Çünkü şehir kendi büyülü doğası ve tarihi anıtlarıyla güzel bir turizm mekanıdır. Bizim artık görüşmelerimiz sürüyor. Şeki gelecek yıllarda “Türk dünyasının kültür başkenti” ilan edilebilir. Elbette, biz kararı birlikte veririz. Eğer Azerbaycan böyle bir öneride bulunursa, biz onu gözden geçirmeye ve desteklemeye hazırız”.
Astana, Eskişehir, Kazan, Merv ve şimdi Şeki. Türk Dünyası Kültür Başkenti uygulaması şehirlerimizi birbirine kültür bağları ile yakınlaştırıyor. Bugüne kadar seçilen şehirler, bu özel unvanın gereğini layıkıyla yerine getirerek, devralmış oldukları bayrağı daha ileriye taşımıştır. İnanıyoruz ki, Şeki de bu görevi başarıyla yerine getirecektir.
Mehpara Sultanova
YENİ HABERLER
YORUMLAR
Henüz hiç yorum yapılmamış.