S-400’de imzalar atıldı
S-400’de imzalar atıldı
Türkiye, milli uzun menzilli füze ve hava savunma sistemini geliştirmeye yönelik çabalarını sürdürüyor. Bu kapsamda Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava ve füze savunma sistemi alımına dair kredi anlaşması Ankara’da imzalandı.Dünyanın en etkili hava sistemlerinden biri olan S-400 füze sisteminde, ilk sevkıyat Mart 2020 yılında yapılacak. İlk olarak 2 füze sistemiyle 4 adet füze bataryası satın alınacak. Ödeme, dolarla değil ruble üzerinden yapılacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kredi anlaşmasının bugün Ankara’da imzalanacağını duyurmuş, ”Rusya’ya ödeme dolar değil ruble ile olacak” ifadesini kullanmıştı.
Alınacak sistemle Türkiye ilk defa, hem de büyük bir alanda, modern bir uzun menzilli ve yüksek irtifa savunması kabiliyeti kazanacak. Türkiye, dünyanın en etkili hava savunma sistemi olan S-400’e sahip ilk NATO ülkesi olacak. Ayrıca S-400 ile birlikte Türkiye ilk kez kullanımı kendine ait bir füze savunma sistemine sahip olacak.Savunma Sanayi Müsteşarlığı: Kontrolü tamamen Türk Silahlı Kuvvetlerinde olacak.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı, S-400 füze sistemiyle ilgili, “1 adedi opsiyon olmak üzere Rusya’dan toplamda 2 adet S-400 sistemi (bataryası) tedarik edilecektir.” açıklamasında bulundu.
Açıklamada, “Aynı anda hem hava araçlarına hem de balistik füzelere karşı etkin olan S-400 sisteminin kontrolü tamamen Türk Silahlı Kuvvetleri’nde olacak ve S-400 sistemi herhangi bir dış unsura bağlantısı olmadan bağımsız bir şekilde görev yapabilecektir. Sistemin kullanımı, yönetimi, dost düşman tanıma sistemleri milli imkânlarla gerçekleştirilecektir.” denildi. İlk teslimatın 2020 yılının ilk çeyreğinde yapılması planlandığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Proje ile ilgili teknoloji kazanımına yönelik iş birliği ve ortak geliştirme taahhüdü, sözleşmede yer almaktadır. Sözleşmesi imzalanmış, avans ödemesi yapılarak takvimi daha önceden başlamış olan Projenin, Rusya Federasyonu tarafından sağlanacak kredi ile karşılanacak bölümüne ilişkin kredi anlaşması da imzalanmıştır.”
Uzun menzilli hava savunma ihtiyacının milli imkanlarla karşılanmasına yönelik çalışmaların ülke menfaatleri doğrultusunda kararlılıkla devam edeceği vurgulanarak şunlar aktarıldı:
“Bu modeli destekleyecek muhtelif çalışmalar, ilgilenen diğer ülke ve firmalarla da sürdürülmektedir. Açıklamalar dışında basında çıkan haber ve yorumlar gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Sisteme ilişkin teknik hususlar ve ödeme detayları her savunma projesinde olduğu gibi taraflar arasında mutabık kalınan gizlilik prensipleri uyarınca paylaşılmamaktadır.”
Savunma Sanayisi Araştırmacısı Turan Oğuz, S-400 teminiyle Türkiye’nin hakimiyet sahasında A2/AD (Girişi Engelleme/Bölgeye Hapsetme) yönünde tüm komşularına karşı üstünlük sağlayacağına işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Burada, kaynağı askeri ama sonuçları siyasi ve diplomatik de olan bir üstünlükten bahsediyoruz. Örnek ile anlatmak gerekirse, sınırımıza yerleştireceğimiz bir S-400 bataryası ile hedef ülkenin azami 600 kilometre derinliğine kadar hava faaliyetlerini izleyebilir, azami 400 kilometre derinliğe kadar da hava hedeflerine angaje olabilir yani ‘kilitlenebiliriz’. Bu da komşu ülkeyle bir anlaşmazlık durumunda, hem ona girilmez büyük bir alan yaratacak hem de kendi hava sahasındaki uçar unsurlarını bile güvensiz hissettirecektir. Günümüz koşullarında 400 kilometre öteden engellenme riski, sürpriz hava saldırısı alternatiflerini de çok sınırlayacaktır. Tüm bunlarla, düşmana karşı büyük bir psikolojik ve taktik üstünlük sağlayabiliriz.
Yüksek irtifa hava savunmamızı sadece F-16’lar ile yapmayı terk edeceğiz. Böylece tehditlere daha çabuk müdahale edebileceğiz. Ayrıca her alarm durumunda yüzlerce kilometre uzaktan F-16 kaldırmayacağız, böylece uçaklarımızın uçuş saatlerinde tasarruf sağlayabileceğimiz için daha uzun süreler hizmette tutabileceğiz. Sistemi, Ege Denizi’ni de kontrol edebilecek şekilde konuşlandırmamız durumunda bölgede önemli bir hava üstünlüğü sağlayabiliriz. Hatta doğru metodoloji ile kullanılan bir sistem, Ege Denizi’ndeki anlaşmazlıkların çözümünde zorlayıcı bir rol oynayabilir.”
Rusya’nın elindeki en gelişmiş sistem
Savunma Politikaları Araştırmacısı Arda Mevlütoğlu da S-400’ün, Rusya’nın şu anda ürettiği ve envanterinde bulunan en gelişmiş hava savunma sistemi olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“Meşhur S-300 sisteminin halefi denilebilir. S-400 sisteminde farklı görevlere yönelik olarak uyarlanmış farklı tipte füzeler ve radarlar kullanılabiliyor. Bu bakımdan esnek bir tasarıma ve konfigürasyona sahip. Geliştirilirken, ‘hayalet’ olarak tabir edilen, radarda düşük görünürlüğe sahip uçaklar, seyir füzeleri ve AWACS olarak tabir edilen havadan erken ihbar ve kontrol uçakları öncelikli hedefleri olarak belirlenmiş. Sistem bünyesindeki üç boyutlu arama radarı, birkaç yüz kilometre çapındaki bir alanda hedef arama-taraması gerçekleştirebiliyor. Türkiye’nin elinde bulunan hava savunma sistemlerinden ASELSAN tarafından geliştirilen Atılgan ve Zıpkın alçak irtifa kısa menzilde hava savunması için kullanılıyor. Bunlara ilaveten Rapier ve HAWK sistemleri de alçak ve orta irtifalarda, daha ziyade savaş uçakları ve helikopterlere karşı kullanılan sistemler. Bunların dışında Türkiye’nin stratejik hava savunmasının bel kemiğini F-16 savaş uçakları teşkil ediyor. Dolayısıyla, Irak, Suriye ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri, bilhassa İran’ın hızla geliştirdiği füze kabiliyetini de hesaba katacak olursak, ivedilikle kapatılması gereken ciddi bir açığın bulunduğu söylenebilir.”
YENİ HABERLER
YORUMLAR
Henüz hiç yorum yapılmamış.