Rusya’nın S-400 stratejisi nedir?

18 Mart 2019, 23:46
Açık verilere göre Rusya silah pazarında 3. sırada yer alıyor. Silah pazarının lideri ise Amerika Birleşik Devletleri. Bu iki devlet küresel silah pazarında rakip durumda. Rusya’nın asıl ihraç ettiği ise enerji. Enerjiye bağlı bir ekonomisi olan Rusya’nın, savunma sanayisindeki ihracatında ise ilk 3’te. Rus lider Vladimir Putin; ‘’Suriye’de olmalarının bir başka nedeni ise, Rusya’nın savunma sanayisindeki ürünlerini küresel pazara daha kolay tanıtmak olduğunu beyan etmiş.’’ Bir de NATO üyesi ülkelere S-400 satarsa, Nato’nun kapalı kulüp imajını zedeleyeceği gibi küresel silah pazarındaki payını da artmış olacak.
Kısacası Rusya S-400’ü Türkiye’ye satarak kendisine kapalı olan pazarı açarak, geniş bir kitleye ulaşmayı hedefliyor. Bu hedef başarılı olursa Rusya zengin ülkeler için cazip hale gelir ve Nato’nun tehdit olarak gördüğü ülke olmaktan çıkar.

Anlaşıldığı gibi Rusya’nın hedefinde ülke çıkarı ve ekonomik kaygılar ön sırada. Rusya Nato ülkelerinin yanı sıra S-400 için Ortadoğu’dan da önemli müşterileri var, bunların başında Katar ve Suudi Arabistan var. Suudi Arabistan’ın S-400 için başvuru yapmış olduğunu göz önünde bulundurursak, Rusya hedeflerine kısmen ulaşmış bulunmakta. Rusya’nın bu hamleleri karşısında, ABD’de yaptırımlarla cevap vermekte. Ancak ABD’nin yaptırımları üçüncü dünya ülkeleri için ciddi tehditken, Rusya için ise sadece tezgâhı devirmek için fırsat olmaktan öteye gitmemekte. Arsız ve utanmaz bir zorba olan ABD, Rusya’dan mal alacak müşterilere aba altından sopa göstermekte. Komplo teorilerine ihtiyaç duymadan tipik ABD davranışına şahit olmaktayız.

 

 

Rusya S-400 satışlarıyla tek bir hedefi amaçlamıyor elbette. Yukarıda da genişçe bahsettiğim gibi Rusya’nın hedefleri saymakla bitmez. Bu nedenle Rusya Rusya’dır. Rusya’nın ekonomik hedeflerinin yanı sıra siyasi hedefleri de var, asıl önemli olan ise bu.  ‘’Siyasi Strateji’’ Rusya S-400 satmadan da bu siyasi amaçlara ulaşmış bulunuyor. En başta Türkiye üzerinden gelişmekte olan ve ABD’ye müttefik bilinen Müslüman ülkelere şu mesajı verdi, ABD güvenilir bir müttefik değil.

Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi döneminde FETÖ’nün sivil hedefleri hava unsurlarıyla vurması ve buna ABD ve NATO’nun sessiz kalması ile Türk kamuoyuna şu mesajı vermiş oldu, kendi savunma sistemine sahip ol. Rusya ile yaşanan uçak krizinde ise yine NATO üyesi ülkelerin Türkiye’yi yalnız bırakması ve hatta Rusya ile savaş çıkması durumunda Türkiye’nin yanında yer alıp almama konusunu tartıştıkları bir dönemden geçtik. Böyle bir düşünce Türkiye’nin S-400’e ilk adımını atmaya zemin oluşturdu. Türkiye kendi ile ilgili kararları alırken, komşularının da durumlarını iyi analiz edebilme kabiliyetine sahip bir ülke. Örneğin; Ukrayna’ya verilen garantilerin ABD ve İngiltere tarafından tutulamaması da Türkiye’nin güvenlik konusunda endişelerini arttırmıştır. Elbette ABD’nin küresel jandarma rolünü üstlenmesinden dolayı zayıf ülkelere çökmesi ve sonucunda her ülkede beka sorunun aslında korunamayan hava sahasından olduğunu açıkça görülmektedir.

 

 

Rusya ABD’nin ve Batılı demokrasi adı altında yaptığı bütün hataları kendi lehine çevirmiş durumda. Batı ve ABD’nin koz olarak kullandığı silahları ise kendi üretmekte ve hiçbir engel olmaksızın satışının mümkün olduğunu dünya kamuoyuna beyan etmiş bulunmakta. Bu beyan ile birlikte Batı demokrasisi sopası yiyen ülkelere ise bana güvenebilirsiniz mesajını da net bir şekilde göstermiştir.

Rusya ‘’İstanbul sokaklarında bir damla yağmur düşer düşmez ortaya çıkan seyyar şemsiye satıcılarına benzemiştir.’’ Rusya’nın bu seyyar satıcılık anlayışı ise, şemsiye tedbiri olmayan ülkelerdeki demokrasi yağmuruna karşı az da olsa güven vermiştir. Libya, Irak, Suriye, Venezuela, Ukrayna, Türkiye ve Arap Baharı ile yağan demokrasi bereketinin, felaket yağmuruna dönüşmesini fırsat bilerek, sağanak yağışa karşı güçlü bir şemsiye ihtiyacını karşılaması normaldir.

Rusya’nın S-400 şemsiye teklifi ABD ve NATO’nun müttefikleri arasındaki ülkelere güven çomağı sokmuş durumda. ABD’ye güvenmeyen her ülke Rusya şemsiyesi altında. ABD’nin bu şemsiyeye yaptırımı ise Rusların başarısı oldu. Hiçbir zaman Rusya ile aynı safta olmayacak ülkeler, ABD’nin safından ayrılarak bölgesel ittifaklar kurmaya başladılar. Rusya’nın S-400’leri, ABD’nin müttefikleri bölgesel oyunculara ve bölgesel ittifakların oluşmasına neden oldu. Bölgesel ittifaklarda ABD gibi Rusya’da süper güç olarak tek başına sözünü geçiremese de büyük oranda kendi çıkarlarını korumuş olacaktır.

 

 

Benim fikrim ise S-400 meselesinde Rusya 2:0 önde. ABD pervasız, tutarsız agresif davranışlarıyla müttefiklerinin çukurunu kazan politikalardan vazgeçmezse var olan müttefiklerini de kaybedecektir. Rusya’da bu skorun farkını her geçen gün daha da açacaktır.

Türkiye’ye için S-400 vazgeçilmez bir sistem değil. Ukrayna’dan S-300 alınıp geliştirebilir, hatta Bakü ile ortak ordu çalışmaları dahilinde sıfırdan üretebilir de. Post Sovyet ülkeleri olmaz derse Çin gibi alternatif çözümler de var. Fakat bir önceki yazımda yazdığım gibi güçlü devlet olunacak ise kesinlikle sağlam şemsiye sahibi olmak lazım.

Saslanbek İsaev

RUSEN Kafkasya Direktörü

YENİ HABERLER

YORUMLAR

Henüz hiç yorum yapılmamış.

YENİ HABERLER