Rusya’da 15 Temmuz sonrası Türk Dış Politikası: Türkiye Rusya İlişkileri paneli yapıldı.

16 Eylül 2017, 01:10

15 Eylül 2017 tarihinde Rusya’nın başkenti Moskova’da Çağdaş Türkiye Araştırmaları Merkezi ile TRT WORLD işbirliği ile  “15 Temmuz sonrası Türk Dış Politikası: Türkiye Rusya İlişkileri” paneli yapıldı. Bu panelin ana konuğu ise AK Parti Sözcüsü Kahramanmaraş Milletvekili Mahir ÜNAL oldu.

 

Rusya-Türkiye Parlementolararası Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı ve Rusya Duma Güvenlik ve Yolsuzlukla Mücadele Komitesi Başkan Yardımcısı Dmitri Savelyev’in de konuşmacı olduğu panele Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Hüseyin DİRİÖZ, Türkologlar, Rusya Diplomasi Akademisi uzmanları, uluslararası ilişkiler uzmanları ve basın mensupları yoğun ilgi gösterdi.

Grand Marriott Grand oteli  Arkhangelsk-Pavlovsky Salonu’nda yapılan panelde Türk-Rus ilişkilerinin önemine değinildi.

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal yapmış olduğu konuşmada terörün tüm ülkeler için tehdit olduğundan bahisle Türkiye ve Rusya’nın birçok alanda işbirliğini geliştirerek dünya barışına katkı yapacabilecek güce sahip olduğu dile getirdi.

Terör sorununun tüm dünya için problem haline geldiğini belirten Ünal, “Özellikle terör sorunu herhangi bir ülkeye ait olarak görüldüğünde, hepimizin geleceği için çok ciddi bir tehlike oluşturacaktır.

İstanbul’da bombalı saldırı olduğunda aynı zamanda Moskova’ya, Londra’ya ve Paris’e yapılmış demektir. Çünkü terör bir kere başladığında, terörün herhangi bir şekilde ırk, ülke ayrımı söz konusu değil.” dedi.

Ünal, Türkiye’nin şu anda 4 terör örgütüyle çok ciddi bir mücadele verdiğini kaydetti. DEAŞ, PKK, PYD/YPG ve aynı zamanda 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelenin sürdüğüne işaret eden Ünal, “Bunların üstüne Türkiye bir de bölgede yeni yeni oluşan terör örgütlerine dönük de önlemler alıyor.” diye konuştu.

Terörü oluşturan asıl nedenlerin de konuşulması gerektiğini belirten Ünal, terörün dünyada artık herhangi bir ülkeye ait olmaktan çıktığını vurguladı. Ünal, “Artık Soğuk Savaş yıllarının olduğu ya da sınırların olduğu bir dünyada yaşamıyoruz. Artık küçücük bir dünyada yaşıyoruz. Bu küçücük dünyada yaşanan her şey herkesi etkiliyor. Bu yüzden 15 Temmuz’u Türkiye’de yaşanan sıradan bir olay gibi değerlendirmek doğru olmaz.” diye konuştu.

 

Türk halkının 15 Temmuz gecesi hiç düşünmediği bir şey yaşadığını ifade eden Ünal, o gece Türkiye’nin silahlarının birilerinin ele geçirip, silahsız sivil insanlara nasıl vahşice ateş edebileceğini gördüklerini, bunu hiç düşünemediklerini söyledi.

Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“O gece şunu da fark ettik ki insan vahşileştiği kadar kendi ülkesi,  kendi bayrağı ve kendi değerleri için bir kahramana, bir cesaret abidesine de  dönüşebiliyor. Çıplak elleriyle kendi ülkelerini, kendi hayallerini, kendi  çocuklarının yaşayacağı ülkeyi tutuverdiler. Bu çok kıymetli bir şeydir. O gece  insanlık adına kıymetli bir şey daha yaşandı. Hiçbir yağma olayı yaşanmadı ya da  hiç kimse kendisine silah doğrultan askerin silahını alıp kendisine sıkmadı.  Yoksa silahları aldıklarında onları öldürebilirdi ama kimse bunu yapmadı.  Çocukların geleceğini çalmak için kendilerine silah doğrultanların silahlarını  çıplak elleriyle aldılar fakat kendilerine doğrultmadılar. Görüntülere bakarsanız  ihtiyar teyzelerin o askerlere, kendilerine silah doğrultan askerlere nasihat  ettiklerini, yanlış yolda olduklarına dair onları uyardığını görürsünüz.”

Türkiye’nin S-400 alımı

Panelin soru cevap kısmında, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma  sistemi alma planı hakkındaki bir soruyu yanıtlayan Ünal, Türkiye’nin Rusya ile  anlaşmasında S-400’ün güçlü bir hava savunma sistemi olmasının yanı sıra bu  sistem konusunda bilgi alışverişi geliştirmenin de önem taşıdığını kaydetti.

Türkiye’nin S-400 kararını bağımsız bir şekilde aldığını kaydeden  Ünal, şunları ifade etti:

“Bu çalışmanın bizim NATO müttefiki olmamıza dönük bir tehdit olarak  görülmesinden biz açıkcası rahatsızız. Çünkü biz NATO ile olan ilişkilerimizde  herhangi bir sorumluluğumuzu yerine getirmiyor olmamız diye bir şey söz konusu  değil. Bu Türkiye’nin bağımsız şekilde aldığı karar. Biz bu hava savunma  sistemini Fransa’dan da alabilirdik, Almanya’da da alabilirdik, Çin’den de  alabilirdik. Biz bu görüşmeleri yaptıktan sonra, en uygun olan anlaşmayı Rusya  ile yaptığımız için biz bu sistemi Rusya’dan alıyoruz. Bunun altında birilerinin  herhangi bir maksat araması doğru değil.”

 

Rusya Duma Güvenlik ve Yolsuzlukla Mücadele Komitesi Başkan Yardımcısı Dmitri Savelyev ise Türk-Rus işbirliğine önem verdiklerini ve daha da gelişmesi için her iki ülkenin üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği söyledi.

 

Rusya-Türkiye Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Dmitry Savelyev, Rusya’dan S-400 almak isteyen Türkiye’nin NATO ve ABD’yi bu konuda şaşırttığını söyledi.

Dmitry Savelyev, Türk-Rus ilişkilerinin yıllarda değindiğini ve her zaman sorunuzuz olmadığını belirterek, iki ülkenin her zaman faydalı diyalog kurmayı başardığını ve iyi komşuluk ilişkileri kurduklarını söyledi.

Savelyev, daha çok iki ülke arasındaki ticari ilişkilere değindiği konuşmasında şunları söyledi:

“ İlişkilerimiz aktif bir şekilde gelişiyor. En güçlü taraflarımızı kullanıyoruz. İlk olarak bu doğalgaz ve enerji alanlarını kapsıyor. Şuanda Rusya iki boru hattıyla her sene Türkiye’ye yaklaşık 27 milyar metreküp doğalgaz gönderiyor, Türkiye’nin ihtiyacının yarıdan fazlasını karşılıyor. Şimdiden Türkiye Avrupa’daki ikinci ithalatçı konumunda. Aynı zamanda Türk Akımı inşaatı da hızla devam ediyor ve bu sevkiyatları iki katına çıkartacak ve Türkiye’yi büyük bir enerji deposuna çevirecek. Türkiye topraklarından Rus doğalgazı Avrupa’ya gidecek. Dünyada ilk kez Rusya Türkiye ile yap İşlet devret modeli ile nükleer santral inşa ediyor. Tüm bunlar Türkiye’nin enerji sektöründe ciddi rol oynamasını sağlayacak ve Rusya’nın en büyük ihracatçı pozisyonunu güçlendirecek. Türkiye Sebze ve meyve sevkiyatlarında Rusya’nın en önemli partnerlerinden birisidir. Bu yaptırımlar koşullarında daha da aktüel hale geldi. Bazı zorluklara rağmen ticaret hacmi 7 ayda %14 oranında arttı. Şu anda domatesler dışında tüm kısıtlamalar kalktı. Yakın zamanda domates ithalatı konusunun da çözüleceğini düşünüyorum. Bizim ülkemiz de Türkiye’nin Rus et üreticilerine piyasasına girmesine izin vermesini bekliyor. Türkiye aynı zamanda Rus tahıllarının da en büyük alıcısı. Son yıllarda Türkiye’nin unlarının %70-75 ‘i Rus buğdayından üretildi. Bildiğiniz üzere, Rusya’da tarım daha başka bir seviyeye yükseldi. Bu sene Rusya Türkiye’ye yaklaşık 2 milyon ton buğday gönderecek. Ayrıca ayçiçek yağı ve mısır da gönderilecek. Ve tabi ki turizm sektörü. Rusya büyük bir kuzey ülkesi, Karadeniz’deki plaj tatili herkese yetmiyor. Bu yüzden bizim vatandaşlarımızın Türk plajlarında kaliteli bir şekilde tatil yapması çok önemli. Bu sene 4,5 milyon Rus turistin Türkiye’de tatil yaptığı 2014’ün seviyesine ulaşacağımızı düşünüyoruz.

Türkiye-Rusya ticari ilişkileri, Türkiye-ABD ticari ilişkilerini kat kat aşıyor

İki ülkenin ekonomik işbirliği yapacağı birçok alan var. Sadece doğalgaz ve sebzelerden ibaret değil. Rusya ve Türkiye’nin ticari ilişkileri Rusya’nın ABD ile ilişkilerini kat kat aşıyor. Birçok ortak yatırım projeleri var. Türk inşaatçıları Rusya’da aktif bir şekilde faaliyet gösteriyorlar. Kriz zamanında Türk inşaatçılarının sayısı ciddi anlamda azaldı, fakat tekrar eski seviyesine dönüyor. Rusya’da çok kaliteli yapılar inşa ediyorlar. Otomobil sanayisinde de ciddi perspektifler var. Rus GAZ grubu Sakarya’da özel modeller oluşturuyor.

S-400’lerin Türkiye’ye verilmesi önemli bir olay

Savunma alanını görmezden gelemeyiz. S-400 sistemlerinin Türkiye’ye gönderilmesi çok önemli bir olay haline geldi. Rusya’nın kaliteli füze savunma sistemlerini almak isteyen Türkiye NATO ve ABD’yi bu konuda şaşırttı. Politika ekonominin en konstantre edilmiş şeklidir. ABD Türkiye ile ilişkilerinde zarar verici politikaya devam ediyor ve Türkiye’nin güvenliğini görmezden geliyor. Türkiye şuanda Rusya ve İran ile sıkı işbirliği yaparak Suriye krizinin çözülmesiyle ciddi anlamda ilgileniyor. Türkiye ve AB arasındaki fikir ayrılıkları da devam ediyor. Türkiye ile Avrasya Ekonomi Birliği ile gümrük anlaşmasının imzalanması değerlendiriliyor. Türkiye böyle bir anlaşmadan çok kazançlı çıkacak. Aynı zamanda Rusya da Türkiye’nin bu yönde ilerlemesi konusunda ilgili. Çünkü Türkiye’nin bu birliğe gümrük anlaşması çerçevesinde katılması büyük kazanç sağlayacak. Formal olarak Türkiye’nin bu anlaşmayı yapması için bir engel yok. Avrasya Ekonomi Birliği’nin sağlayacağı avantajlar AB’ye entegrasyon sürecindeki sınırsız bariyerlerden çok farklı.”

 

Çağdaş Türkiye Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Amur Gadjiyev’in organizasyonu ile yapılan bu panelin gelecekte de devamı niteliğinde Türkiye’de de yapılması temennisi dile getirildi.

 

YENİ HABERLER

YORUMLAR

Henüz hiç yorum yapılmamış.

YENİ HABERLER