RUSEN[ANALİZ] : Rusya’da 2018 Başkanlık Seçimlerine Girerken Putin’in Politikaları ve Adayların Profili

17 Mart 2018, 02:50

 

 

Putin, 2018 Başkanlık seçimlerine nasıl hazırlandı?

Rusya’da 18 Mart 2018’de yapılacak seçimler ülkenin önümüzdeki 6 senelik iç ve dış siyasetini belirleyecek. Rusya’da son zamanlarda yayınlanan seçim anketlerinde Putin’in yine başkan olacağı kesin gibi duruyor. Putin’in seçimlerde yeniden seçilmesi beklenirken Rusya içerisinde protestolarda gün geçtikçe kendisini gösteriyor. Bu protestoların ana sebebi olarak Putin yönetiminin ekonomik olarak ambargolara bağlı krize çözüm bulamaması yanında Batı’dan gelen baskıların da etkisi oldukça fazla.  Rusya’da günümüzde halkın en çok şikâyet ettiği sorunların başında yolsuzluklar geliyor. Rusya’da özellikle gençler yolsuzluklara bağlı olarak duydukları rahatsızlıkları sokaklara çıkarak protesto edebiliyorlar. Putin birçok konuşmasında en büyük sorunlardan birisinin rüşvet ve yolsuzluk olduğunu ilan etmesine rağmen buna henüz çözüm bulunabilmiş değil. Halk özellikle politikada ve bürokraside değişim istiyor. Bu değişimde genç neslin yer bulamamasının da etkisi var.

 

Putin bir önceki döneminde belki de güvenlik kaygıları nedeniyle halkın rüşvet ve yolsuzlukla mücadele talebini geri plana itmişse de bu başkanlık seçiminde sandığa gidecek halkı etkileyebilecek en önemli sorunlardan birisi rüşvet-yolsuzlukla mücadele ile giriliyor. Rusya eğer rüşvet ve yolsuzluğa çare bulamazsa bir tepki patlaması ile karşılaşabilir. Bu patlamada Batı’nın demokrasi anlayışını örnek alan yeni neslin eğilimleri de etkili olabilir. Rusya’da günümüzde Batı yanlısı liberal kanat ile muhalefet gücünü kaybetmiş durumda.  Batı’nın önemli oranda destek olduğu iddia edilen muhalif figürlerden Nemtsov ve eski Başbakan Kasyanov siyaseten devre dışı oldular. Batı’nın etkili olduğu birçok STK kapatıldı. Bunların kapatılmasında Arap Baharına benzer bir hareketin Rusya’ya sıçraması ihtimalini engelleme düşüncesi de etkili oldu.

 

Batı’nın Beşinci Kol olarak kullandığı STK’ların kapatılmasıyla bir bakıma tehlikeye önlem alındı denebilir. Rusya’nın son 2 yılda Suriye ve Ukrayna krizlerinde gösterdiği başarı belki de ekonomik kriz ve yolsuzlukları bir süre perdeledi. Yolsuzlukla mücadelede Rusya’nın başarısız olduğunu Putin, 2017 sonunda yaptığı büyük basın toplasında kendisi de dile getirdi. Putin konuşmasında bir örnekle bunu açıkladı. Bu örnekte “Polis birimini yolsuzluktan dolayı görevden alıyoruz. Onların yerine gelenler kısa süre sonra tıpkı eskiler gibi oluyorlar.  Bunu nasıl çözeceğimize henüz karar veremedik. Fakat atama ve görev değişimi ile bir çözüm bulmaya çalışıyoruz.” sözleriyle durumu özetledi.

 

 

Rusya Halk Cephesi, Putin’in politikalarını anlatmak için çalıştı.

Putin’in yolsuzlukla mücadelede özel gayret gösterdiğini söylemek gerekiyor. Yolsuzlukla mücadele için Rusya Birlik Partisi yanında Putin’i desteklemek için Rusya Halk Cephesi kuruldu. Bu yeni oluşum STK platformlarıyla Kremlin’in yeni açılımı oldu. Çünkü Rusya Birlik Partisi 2000’li yıllardan günümüze yıpranmış ve misyonunu tamamlamıştı. Bu partinin kendi içerisinde yaşadığı sorunlara bağlı olarak halkın desteğini kaybettiği söylenebilir. Rusya Halk Cephesi bu açıdan önemli görevler üstlendi. RHC’nin daha çok yerel yönetimler ile bürokrasideki yolsuzluklarla mücadelesi halka bir nebze olsun umut verdi. Fakat bu partinin, faaliyetleri yaparken Kremlin’e muhalefet yapmadığını da söylemeliyiz. Rusya Halk Cephesinin online platformu olan onf.ru üzerinden projelerini yayınlaması, rüşvet ve yolsuzluğa karşı verdiği mücadele ile gençlere yönelik faaliyetleri ilgi çekiyor.

 

 

Rusya Halk Cephesinin web sitesinden yayınladığı program ile projelerin genelde Putin’in seçim programıyla birebir aynı olduğunu görüyoruz. Bu cephe kendisiyle çalışan veya üye olan STK’lara verdiği maddi destekle milli bir sivil toplum platformu haline geldi. Böylece Batı’nın STK’lar üzerinden Rus toplumunu etkileme planı çöktü. Ayrıca yapılan projelerde milli özelliklerin ön plana çıkarılmasıyla vatansever bir toplum oluşturma çabaları ön plana çıktı. Milli ideoloji oluşturma planına Kremlin’in de destek olduğu anlaşılıyor. Putin’in bu planında bürokrasinin halka ulaşmada başarısız olması üzerine STK’lara destek vererek halka ulaşmaya çalıştığı söylenebilir.

 

Burada Putin’in STK’lar üzerinden halka ulaşma çabası başarılı olurken diğer taraftan da başarısızlık bürokrasiye fatura edildi. Son yıllarda Rusya Halk Cephesinin faaliyetleri ile Putin’in halk nezdinde rüşvet ve yolsuzlukla mücadele eden lider özelliği ön plana çıkarılırken bürokrasiye faturanın kesilmesi sanki değişim istemeyenin bürokrasi olduğu izlenimini oluşturdu. Kremlin, Rusya Halk Cephesini destekleyerek gelecek vadeden gençler üzerine yoğunlaşıyor. Teknokrat genç nesil yetiştirme olarak nitelendirebileceğimiz bu faaliyetlerle devletin ihtiyaç duyduğu bürokratların buradan temini amaçlanmış olabilir.

 

İlkokuldan itibaren vatansever örgütlerin denetimi altında yetiştirilen yeni neslin Rusya’da planlı biçimde yönetime hazırlandığı gözlemleniyor. Gelinen noktada Putin’in 2018 başkanlık seçimlerine hazırlanması 2 yıl önceden başlamıştır. Batı’nın zannettiği gibi Putin’in devlet başkanlığı geçici değil tam tersine uzun vadeli bir plan olarak nitelendirebiliriz. Rusya’da seçim hazırlıklarına bakıldığında Batı tarzı meşru bir seçim görüntüsü çiziliyor. Burada Batı’nın eleştirilerine karşı bir tedbir alma da gözlerden kaçmıyor.  Şu haliyle başkanlık seçimlerinde aday olanların hepsinin Kremlin’e rakip olabilecek bir yapıda olmadığı veya Kremlin’e yakın olan kişiler olduğu söylenebilir.

Seçimlerde hangi adaylar ön plana çıkıyor?

Rusya’da 2018 Başkanlık seçimlerine Putin, Grudinin, Jirinovsky, Sobçak, Yavlinsky, Sergey Baburin, Boris Titov ve Maksim Suraykin girecek.

 

2018 Başkanlık seçimlerinde liberallerin adayı olarak gözüken Yavlinskiy, seçimin kaybedeni olarak ön plana çıkıyor. Çünkü liberaller şu anda Batı yanlısı olarak algılandığı için halk tarafından Batı işbirlikçisi biçiminde nitelendiriliyor. Batı ile ilişkilendirilen liberallerin bu seçimde çok fazla oy alamayacaklarını tahmin edebiliriz. Liberal bir profil çizen diğer aday Sobçak da liberal oyları böleceği için bu seçimin kaybedeni liberaller olacaktır. Yavlinskiy, Rusya genelinde saygı duyulan bir lider olarak biliniyor. Liberal düşünceye sahip orta sınıftan destek alsa da bugüne kadar Putin’e karşı girdiği bütün seçimlerde tek rakamlı oy oranını geçememiştir. Yavlinskiy’nin Sobçak’ın sıkça dile getirdiği gibi seçimlerin ikinci tura kalması halinde Sobçak ile ittifak kurması bekleniyor.

 

Grudinin, gelecekte Rusya için yeni umut olabilir mi?

Komünist Partinin adayı Grudinin, bu seçimlerde Putin’e karşı en güçlü aday gibi duruyor. Grudinin’in siyasette yeni bir yüz olması, TV ve sosyal medya üzerinden kendisini tanıtarak bir kitle oluşturması öne çıkan olumlu özellikleridir. Kremlin ile anlaşmalı olarak aday olduğu iddia edilse de komünistleri temsilen Yeltsin sonrası bir rövanş niyeti içerisinde olduğu da gözlemleniyor. Seçim çalışmalarına girildiği bu günlerde Grudinin ve Putin karşılıklı bir kavga içerisine girmese de Grudinin’in her konuşmasında Putin’e üstü örtülü eleştirileri dikkat çekiyor. Grudinin’in profili incelendiğinde Batı’ya olumlu bakan fakat milliyetçi bir politikacı olduğu anlaşılıyor. Grudinin’in Rus milliyetçi kimliğini ön plana çıkarması sıkça siyasi potlar kırmasına da neden oluyor.

 

Örneğin Ukrayna’lı bloger Yuriy Dud ile yaptığı söyleşide Stalin’i övmesi kendisini aday gösteren komünist parti kitlesine hoş görünmeye çalışma amacı gütse de aslında Stalin ile kötü tarihi geçmişe sahip birçok kitleyi de rahatsız etmiştir. Fakat son günlerde İngiltere menşeili çekilen ve Stalin ile alay edilen filme karşı ateşlenen Stalin büyük lider propagandası biraz olsun Grudinin’in açıklamalarını olumluya çevirmiştir. Grudinin’in komünistlerin aykırı genç lideri Udaltsov’un da desteğini alması gençler arasında popülaritesini biraz olsun artırmıştır. Grudinin’i destekleyenler arasında sosyalist anti İsrailci ve Kafkasya’daki radikal İslamcı kitlelerin sevdiği Maksim Şevçenko da bulunuyor.

 

Bu haliyle Grudinin’in seçimleri kazanmak gibi bir amacı veya şansı olmasa da Rusya’da yeni nesil siyasi sağ kitle oluşturabileceği ihtimali güçleniyor. Bu haliyle Kremlin’in seçimlerin meşruiyeti isteği yerine gelirken diğer taraftan da Stalin’i seven, milliyetçi kimliğine sahip, liberal sosyalist iş adamı profiliyle sağın en güçlü lideri olarak seçimlerden çıkacak Grudinin, Rusya için kazanım olarak görülebilir. Grudinin’in siyasi geçmişine baktığımızda belediye meclisinden Duma’ya bir parti lideri olarak girmesi iyi bir başlangıç sayılabilir.

Jirinovsky, Rusya için popülist bir mesaj aracı mı?

2018 Başkanlık seçimlerinin en renkli adaylarından birisi Rusya Liberal Demokrat Partisi kurucusu ve 25 senedir değişmeyen lideri Jirinovsky’dir. Populist kimliği ile bilinen Jirinovsky, medyaya verdiği demeçler, tartışma programlardaki kavgaları ile sürekli gündemde kalan bir siyasetçidir. Jirinovsky her girdiği seçimde %13 ve üstü oy oranıyla Duma’da var olmayı başaran bir siyasi liderdir.

 

Jirinovsky çoğu siyasetçinin söyleyemeyeceği populist politikalarla gündemde kalmayı başarmaktadır. Jirinovsky ve partisinin katılmadığı seçimler olmadığı gibi tek başına ve çoğunluk olarak kazandığı seçimler de yoktur. Jirinovsky’in Kremlin’nin mesajlarını üstü kapalı ileten, muhalefetin gazını alan, Rusya’nın siyasi fenomeni olduğu halk arasında yaygın biçimde söyleniyor. Tek başına siyasi bir marka olan Jirinovsky’nin Rusya’nın siyasi hayatında uzun süre bu rolüyle kalacağı beklentisi hâkim.

Sobçak, Batı’ya yakın bir politikacı görüntüsüyle Rusya siyasetinde alternatif olabilecek mi?

Bu seçimlerin yeni yüzlerinden birisi ise kadın siyasetçisi Sobçak’tır. Sobçak, Putin’in manevi kızı olarak biliniyor. Ayrıca Putin’in patronu eski St.Petersburg Belediye Başkanının kızı olması da dikkat çekicidir. Sobçak’ın annesi de hala aktif siyaset yürüten birisidir. Sobçak ile Putin arasında bir ayrım olmadığı, ikisinin Kremlin’de görüştüğü iddialarını Rus basını sıkça yazıyor.

 

Sobçak’ın aday olacağını liberal medya Sobçak’tan önce duyurmuştu. Rusya’da Bolotnaya olayların parlattığı genç protest liderlerden birisi olan Sobçak; Navalny, Udaltsov, Boris Nemtsov gibi muhalefetin oluşturduğu konseyin üyelerindendir. Bu konsey ilk başta güç birliği yapmışsa da daha sonra anlaşmazlıklara bağlı olarak dağılmıştır. Boris Nemtsov öldürülmüş, Udaltsov 4 yıl hapis cezasına çarptırılmış, Sobçak ise evine yapılan polis baskını sonrası politikaya ara vererek gazetecilik yapmıştır. Sobçak ve Putin arasındaki görüşmenin basına yansımasından sonra Sobçak bu görüşmeye dair Putin’e saygı duyduğunu fakat onu desteklemeyip adaylık açıklaması yapacağını yüzüne söylediğini duyurmuştu.

 

Sobçak’ın adaylığını açıklamasından sonra agresif bir politika izlediği söylenebilir. Sobçak öncelikle Rusya’da Nemtsov suikastı dolayısıyla hedef olan Kadirov’la söz yarışına girerek halkın dikkatini çekmeyi başarmıştır. Sobçak’ın ABD ziyaretiyle okyanus ötesinden destek alma gayreti de siyasette annesinin yerini alarak etkili ve aktif bir siyaset yürütmeye kararlı olduğunun ilk belirtileri oldu. Batı’ya yakın bir politikacı görüntüsü çizmesi özellikle genç neslin desteğini almaya yönelik diyebiliriz.

 

Sobçak’in ABD ziyaretinde yaptığı açıklama oldukça dikkat çekiciydi. Bu açıklamasında Putin’in iktidardan gitmek istese de bunu gerçekleştiremeyeceğini çünkü Putin’e başkanlık sonrası garanti verilmesi gerektiğini dile getirdi. Sobçak’ın bu beyanları Batı ile çalışmaya hazırım mesajı olarak da algılanabilir. Sobçak’ın ABD’de yaptığı söz konusu basın toplantısında Putin’e bu başkanlık döneminden sonra milli lider ünvanı ile parlamento ve başkanlık üstü görev verilmesi formülünü ortaya attı. Aslında Sobçak bu sözleriyle Putin’e mesaj gönderdi denebilir. Bu mesajla kendisinin Putin’den sonra başkan seçilmesi halinde bu garantileri verebileceği vurgusu var. Bu haliyle Sobçak bu seçimlerde zaten kazanamayacağını da belli etmiş oluyor.

 

Sobçak, başkanlık seçimlerinden sonra parti kuracağını, Duma için yarışa gireceğini de beyan ediyor. Sobçak’ın seçim stratejisinde Batı ile Rusya arasında barış güvercini rolü üstlenmeye hazır olduğu, siyasi geleceğinde Batı ile çalışmaya hazır olduğu özellikle ön plana çıkıyor. Sobçak aslında başkan olması halinde Putin’nin Yeltsin ve ailesine verdiği garantilere benzer biçimde Putin’e yol göstermeye çalışıyor. Bu haliyle Sobçak her ne kadar başkanlık için güçlü bir aday olmasa da Rusya siyasetinde yeni bir figür olarak ortaya çıktı.

 

2018 Rusya Başkanlık seçimlerinde aday olan Grudinin, Jirinovsky, Sobçak ve Yavlinsky her ne kadar Putin karşısında muhalif gibi gözükseler de Kremlin’den ayrı bir politika yürütmüyorlar. Diğer üç aday Sergey Baburin, Boris Titov ve Maksim Suraykin ise teknik adaylar olarak nitelendirilebilir. Bu tabloda genel olarak Rusya’daki başkanlık seçimlerinin uluslararası platformda meşruiyeti sağlanmaktadır. Çünkü Putin’in son kamuoyu anketlerinde halkın %70 tarafından desteklendiği düşünüldüğünde diğer adaylar sadece seçime girmek için varlar.

Rusya’da Navalny’nin çabaları seçime katılımı etkileyebilir.

Putin şu anda Rusya’nın tartışılmaz en önemli lider figürlündendir. Fakat yine de Kremlin seçime katılımı artırarak meşruiyet tartışmasına mahal vermek istemiyor. Çünkü seçimlere katılım az olursa ne kadar yüksek oy alınırsa alınsın halkın desteği sağlanamamış olacaktır. Seçimlere katılımın düşük olması Batı’nın da kullanabileceği bir argümandır.  Bunu gören Navalny ve onun liseli taraftarları seçimi boykot için halka çağrı yapmaktadırlar.

 

Kremlin’in hem Navalnıy hem de Batı’nın eline koz vermemek adına seçimlere katılımı artırmak için çağrılar yaptığını görüyoruz. Navalnıy’ın planı seçimi boykot ederek katılımı azaltmak ve sonucu protestolarla sokağa taşıyarak seçimin meşruiyetini tartışmaya açmak. Navalnıy’nin gençlerin sokağa çıkmasını orantısız güçle bastıran güvenlik güçlerini bahane ederek Rusya’da halkı harekete geçirmeye çalıştığı iddia ediliyor. Navalny’ın planlarının bu olduğu iddia edilmekle birlikte kardeşi Oleg Navalny’nin hapiste olması da ayrı bir iddiayı gündeme getiriyor. Rus basınında yazanlara göre kardeş Navalny, çıkabilecek olaylara karşı bir rehin olarak tutuluyor.

Putin, Dağıstan’daki yolsuzluk operasyonuyla halka mesaj verdi.

Kremlin’in halkın yolsuzluklara karşı hassasiyetini anladığını son gelişmeler gösteriyor. Çünkü yolsuzluk suçlamasıyla Dağıstan başta olmak üzere 5-6 vali görevden alındı. Rus güvenlik güçleri seçim sathına girildiği bu günlerde tüm Rusya genelinde polis, savcı veya bürokrat gözetmeksizin oldukça geniş yolsuzluk operasyonları yürütüyor. Dağıstan’da merkezden atanan başkanın yaptığı yolsuzluk temizliği bir bakıma seçime hazırlık olarak da değerlendirilebilir. Putin’in Dağıstan’a atadığı başkan Vasilyev’in yolsuzlukla mücadelede başarılı olması, bu operasyonların diğer federasyon üyeleri bölgelere de kaydırılması ihtimalini gündeme getiriyor.

 

Çünkü Dağıstan Rusya’da en kritik bölge olarak nitelendirilebilir. Dağıstan’daki başarı tüm ülkede başarının anahtarı olabilir. Putin’in ana politikaları içerisinde tıpkı federasyon başkanlarının Kremlin onayından geçtikten sonra aday olması gibi yerel yönetim başkanlarının da merkezden atanması planı var. Kremlin’in desteğini aldığı için görev yaptıkları bölgelerde yerel beylik kuran yöneticilerin Dağıstan örneğinden sonra eskisi gibi olamayacakları belli gibi. Çünkü Putin’in yeni döneminde yolsuzluk yapanlar kimin adamı olduğuna bakılmaksızın gözleri bağlı, elleri kelepçeli Moskova’ya götürebilecekleri ihtimalini gördüler.

Putin’in yeni dönem politikalarında milli üretim ve yolsuzlukla mücadele ön plana çıkıyor.

Putin’in yeniden seçilmesi sonrası Batı’nın akıllı yaptırımlarının hız kesmeden devam edeceğini Kremlin de biliyor. Batı’nın yaptırımları ile birlikte yolsuzlukların da artması ile Rusya’da karmaşa yaşanabileceğinden Kremlin’de farkında. Rusya’nın politikasında yaptırımlara karşı milli üretim, yatırım artışı ve yolsuzlukla mücadele var. Rusya her ne kadar ham madde açısından zengin bir ülke olsa da çok çabalamasına rağmen milli üretim ekonomisine geçmeyi başaramadı. Putin’e göre milli üretim sağlanmadan Rusya dünya lideri olamayacak. Son dönemde Rusya’nın milli üretimi destekleyerek ithalata kısıtlama getirmesi de bu planın bir parçası diyebiliriz. Rusya bunda başarılı olur mu bilinmez fakat daha önceki denemeler başarısız olmuştu.

 

 

 

Rusya’da 2018 başkanlık seçimlerinde Putin yeniden başkan seçilecek. Fakat merak edilen Putin başkan seçildikten sonra Rusya’da ne gibi değişim olacak. Bu seçim aynı zamanda Putin’in kendisinden sonrasına Rusya’yı hazırlama dönemi de olabilir. Putin sonrası Rusya’da neler olabilir tahmin edemesek de yeni yöneticinin teknik bir aday olacağı tahmin ediliyor. Putin sonrasında tıpkı günümüzde ABD’de olduğu gibi siyasetin devleti yönetmediği sadece yön verdiği bir dönem Rusya’yı bekliyor gibi.

Ruslar demokrasi istiyor mu?

Putin’in Batı’da genelde demokrasi anlamında eleştirildiğini görüyoruz. Fakat Putin iktidara gelirken ülkeye çok daha iyi demokrasi getireceğim demedi tam tersi güçlü ve zengin bir devlet vadetmişti. Bu haliyle askeri ve ekonomik anlamda Rusya’nın Batı’ya kafa tutabilecek bir seviyeye geldiği görülüyor. Rusların tarihine baktığımızda demokrasiden çok güçlü devlet isteğinin ön planda olduğunu görürüz. Yani Batı, Rusya’yı demokrasi silahıyla vurmak istiyorsa boşuna çaba harcıyor diyebiliriz.

Putin’in kendi partisi değil de bağımsız aday olarak bu seçimlere girmesi de merak uyandırdı. Fakat ülkedeki rüşvet ve yolsuzluklardan rahatsız olması dolayısıyla partilerle anılmak istemediği anlaşılıyor. Ayrıca Putin, kendisinden sonrası için de bazı adayları sahada test ediyor diyebiliriz. Bu adaylardan iki isim öne çıkıyor. Dağıstan Özerk Cumhuriyeti liderliğine atanan Vladimir Vasiliyev ki kendisi başarılı bir rüşvet/yolsuzluk operasyonu yürüttü. Diğeri de Putin ile yakın çalışmış şu anda Tula valisi olan General Aleksey Dyumin’dir.

18 Mart 2018 sonrası Rusya için ekonomik anlamda zorlu geçecek gibi. ABD pusuda bekliyor. Rusya’nın çıkış yolu ise Türkiye.

Prof. Dr. Salih Yılmaz

[Rusya ve Avrasya alanlarında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Salih Yılmaz, Ankara Rusya Araştırmaları Enstitüsü (RUSEN) Başkanı ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesidir]

 

YENİ HABERLER

YORUMLAR

Henüz hiç yorum yapılmamış.

YENİ HABERLER