RUSEN[ANALİZ]: Nazarbayev’den teklif: Asya-Avrupa İşbirliği ideali tüm dünyaya barış ve refah getirebilir

28 Ekim 2018, 22:57

 

 

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in Asya-Avrupa 12. Zirvesindeki (ASEM) konuşması dünyada şu anda var olan küresel kriz ve rekabetin nedenlerini tanımladığı gibi aynı zamanda bunun çözümüne dair fikirler de vermektedir.

 

 

Nazarbeyev konuşmasında tarihten örneklerle küresel güçlerin rekabet halinde olması ve diyalogdan uzak bir siyaset gütmesinin dünyayı adım adım savaşa sürükleyebileceğini, terörü tetikleyebileceğini vurgulamıştır. Günümüzde gerçekten de ABD, Rusya, Çin ve AB ülkeleri arasında yaşanan rekabet her ne kadar siyasi temelli olarak ilerliyorsa da ekonomik kaygı ve paylaşımsızlık bu rekabetin asıl temelini oluşturmaktadır. Bu rekabetin kazananı olmaz. Mutlaka her ülke bundan belli oranda hasarla çıkacaktır. Bu nedenle ülkelere liderlik eden siyasetçilerin sağduyulu ve uzlaşma eğilimli olmaları geleceğin inşasında fırsatlar oluşturacaktır.

 

 

Nazarbayev’in konuşmasının üzerinden çok fazla zaman geçmeden ABD Başkanı Trump’ın Rusya ile SSCB Döneminde imzalanan silahsızlanma anlaşmalarından çekileceğini açıklaması küresel tehdidin ne kadar ciddi olduğunu da göstermektedir. ABD ve Rusya merkezli birçok askeri tatbikat yapılması her ne kadar göstermelik olsa da bu hazırlıklar bir gün dünyayı patlama noktasına getirilebilir.

 

 

Küresel aktörler arasındaki rekabet terörizm faaliyetlerini de arttırmaktadır. Ukrayna, Suriye, Ortadoğu, Yemen, İran gibi ülkelerde terör faaliyetlerinin artması, her ülkenin kendi stratejisiyle sorunlara çözüm araması, terör gruplarının tanımlamasının ülkeden ülkeye değişkenlik göstermesi gün geçtikçe dünyayı daha az güvenli hale getirmektedir. DAEŞ ilk ortaya çıktığından buna çare aramayıp ses çıkarmayan Avrupa ülkelerinin zamanla Avrupa’da da terör olaylarının görülmesiyle ciddiyetini anlamaları ilk başlangıç için değerlidir.

 

 

 

Birinci Dünya Savaşı sonrası kurulan Birleşmiş Milletlerin günümüzde sorunları çözmekte etkisiz kaldığı görülüyor. Bu etkisizlikte BM Güvenlik Konseyinde 5 daimi üyenin istediği kararı engellemekte özgür olması da bunun en önemli nedenlerindendir. Dünyada barış isteniyorsa BM’ye üye olan her ülkenin kararlarda eşit hakkı olmalıdır. Irak’ta, Suriye’de, Ukrayna’da binlerce kişinin hayatını kaybettiği savaş ortamı hala devam etmektedir. Fakat büyük güçlerin bu krizler dururken kendi aralarında silahlanma yarışına giderek krizi derinleştirmeleri yeni neslin umutlarını da azaltmaktdır.

 

 

Kazakistan Cumhurbaşkanının başta Türkiye-Rusya arasında yaşanan uçak krizinin çözülmesi, Dağlık Karabağ konusunda inisiyatif alması, Suriye krizinin çözümü için Astana’da toplantılar düzenlenmesini desteklemesi gibi barış girişimleri aslında hiç çözülmeyecek gibi görünen bu sorunların çözümü konusundaki umudu artırmıştır. Kazakistan, dış politikasının açık ve yapıcılığı, ulusal çıkarlarına halel getirmeden uzlaşıya varabilme yeteneğini ispat etmiş bir devlet olarak küresel sorunların çözümünde alternatifler sunmaktadır. Kaldı ki Cenevre’de uluslararası bir uzlaşıya gidilemeyen Suriye’de siyasi barış sürecinin temelleri Astana’da atılmıştır.

 

 

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in 19 Ekim 2018 tarihinde Brüksel’de 51 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren Asya-Avrupa Toplantısından (ASEM) önce EURACTIV’in Kıdemli Editörü Georgi Gotev’e verdiği röportaj küresel dünyaya bir çıkış yolu gösterme açısından değerlidir.

Kazakistan Cumhurbaşkanı oluşmasında büyük emekleri olan Avrasya Ekonomik Birliği, İpek Yolu Ekonomik Kuşağı ile Avrupa Birliği projesinin  “Büyük Avrasya” olarak adlandırılabilecek tek bir entegrasyon projesi altında toplanabileceğine yönelik vizyon ortaya koymuştur. Bu fikir ilk defa ortaya konulması açısından değerlidir. Büyük Avrasya Medeniyeti olarak da nitelendirebileceğimiz bu fikir üzerinde çalışmak, araştırmalar yapmak, konferans ve çalıştaylarla bu fikrin alt yapısını oluşturmak bölge ülkelerinin faydasına olacaktır.

 

 

Dünyada küresel rekabet fakir ülkelerin daha da fakirleşmesine neden olduğu için insanlık dramını da derinleştirmektedir. Nazarbayev’in önerisi burada dikkat çekmektedir. Çin’in ortaya koyduğu Yeni İpek Yolu projesi, Rusya’nın ortaya koyduğu Avrasya Ekonomik Birliği, Avrupa’nın ortaya koyduğu Avrupa Birliği projelerinin hepsinin ortak amacı ülkelerinde daha iyi bir hayat, refah, demokrasi ve insan hakları idealidir. Bu üç projenin de amaç bakımından benzerliği bulunduğundan Avrupa-Asya ülkelerinin işbirliği ortak amaca ulaşmakta hem zamanı hem de maddi imkânı tasarruflu kullanma açısından önemli kılmaktadır. Kazakistan’ın Yeni İpek Yolu Projesi kapsamında Çin ile Orta Asya arasındaki merkezi konumu ve buna yönelik alt yapı yatırımları birçok konuda bölgenin gelişmesine imkânlar sunmaktadır. Fakat son dönemde ABD-Rusya arasındaki kriz ortamı bu projelerin başarıya ulaşmasındaki umutları tereddüte düşürmektedir.

 

 

Bildiğimiz gibi Çin son dönemde teknolojik yatırımlar ve üretim konusunda oldukça gelişmiştir. Fakat üretilen malların satılması için pazara ihtiyaç duymaktadır. Diğer taraftan AB ülkeleri de gelişmiş teknoloji konusunda gelişmiş ve diğer ülkelere önderlik edecek potansiyele sahiptir. Bu karşılıklı ihtiyaç AB ülkeleri ile Çin arasındaki coğrafyada ilişkinin her iki tarafa da önemli kazanımlar sağlayacağını göstermektedir. Ülkeler arası ekonomik işbirliği zamanla kültürel ilişkileri de geliştirecektir. Böylece Asya-Avrupa arasında ekonomik refah kuşağı oluşturulacağı gibi Avrasya Medeniyeti algısı da ortaya çıkacaktır.

 

 

Kazakistan, Orta Asya ülkeleri arasında yaşanan krizlerin çözümünde de liderlik ederek 2017 yılı Mart ayında Astana’da Birinci Orta Asya İstişare Toplantısında 5 Orta Asya ülkesi liderini biraraya getirerek işbirliği önceliklerini ele almışlardır. Bu toplantılara bağlı olarak sınır problemleri çözüme kavuşmuş ve ülkeler arası rekabet işbirliğine dönüşmektedir. Bu atılım Çin’in İpek Yolu Projesinden diğer Orta Asya ülkelerinin de faydalanmasına imkân vermektedir. Asya’da krizlerin sona ermesi ile ekonomik ve siyasi anlamda bir işbirliği aslında Avrupa ile yapılacak işbirliğini de kolaylaştıracaktır. Bu nedenle Kazakistan’ın ortaya koyduğu dış politika stratejisi Avrasya coğrafyasına huzur, barış ve refah getirme konusunda bir vizyona sahiptir.

 

 

Sayın Nazarbayev’in de belirttiği gibi bugün ve gelecekte insanlık için çatışma ve güç gösterilerinin tek alternatifi dünya ülkelerinin ve liderlerinin diyalog içerisinde olmasıdır.

 

 

Kazakistan, uluslararası diyaloğu geliştirmek konusunda bağımsızlığının ilk yıllarından beri çaba göstermektedir. Türkiye ve Rusya’nın da son yıllarda Kazakistan ile bu minvalde çabaları vardır. Bu birlikteliğin daha da genişleyerek tüm dünyayı sarmasını umut ediyoruz. Dünyada sorunlar silahla değil ancak diyalogla çözülebilir.

 

Prof. Dr. Salih Yılmaz

[Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi ve Ankara Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı/Politolog]

 

 

 

YENİ HABERLER

YORUMLAR

Henüz hiç yorum yapılmamış.

YENİ HABERLER