[RUSEN] : Kanije Kalesinin Fethi ve Mehmetçiğin “Beklemesinler” Mesajı

21 Şubat 2018, 21:10

Kanije kalesi bugün Macaristan’ın Hırvatistan sınırlarına yakın bir yerdedir. Kalenin iki tarafı nehre varıncaya kadar sazlık ve bataklıkla kaplı, bir tarafı ormanlık, oldukça korunaklı bir kaledir.

Ünlü tarihçimiz Naima, Kanije’yi: “Ne metris ile yakın varmak kâbil ve ne lağım ile atmak mümkün. Ne denli top vursan gömülür kalır” diye tanımlıyor. İşte Osmanlı kuvvetleri, 1600 yılı Ekim ayında bu kaleyi kuşatıyor ve binlerce kayıp verdikten sonra “vire” ile teslim alıyor.
Şimdi bu önemli kalenin fethine sebep olan, ismini bile bilmediğimiz o kahraman askeri tarihin uzun koridorlarından bugüne getirmek ve milletçe aziz hatırası önünde saygı ile eğilmek istiyoruz.

Osmanlı kuvvetleri kaleyi kuşatıp usül gereği “teslim olmayı” teklif ettiler. Red cevabı verilmesi üzerine Osmanlı topları kale üzerine günde 400- 500 top mermisi atmaya başladı. Sigetvar kapısı yönünden 17 gün boyunca kale dövüldü. Nehir üzerine hasırlar döşenerek buradan toplar atılmaya başlanıldı. Bataklıklar ağaç kütükleri ile dolduruldu. Ama kale bütün bu saldırılara inatla direniyordu.

 

Bir kuşluk vakti kalede bulunan Türk esirler, kalenin gediklerini istemeyerek de olsa mecburen tamir etmişler, yorgun argın dönüyorlardı. Askerlerden birisi kulenin altında barut deposu olduğunu öğrenmişti. O gün barut deposunun kapısını açık bulunca yanında sakladığı fitili ateşleyerek barut deposuna bıraktı. Biraz sonra kendisi ve yanında bulunan 170 Türk esir, üst katta bulunan beylerle birlikte havaya uçtu. Kalede bulunan 1000 kantar (56.000 kg) barut ve cephane 2 saat süresince korkunç şekilde patlamış ve kale dumandan görünmez olmuştu. 2 saat sonra görüldü ki kalenin iki büyük burcundan birisi artık yerinde değildi. Bu patlamadan sonra kaleden 5 gün boyunca hiç top atılmadı. Durum savunmacılar tarafından krala bildirilerek yardım istendi. Yardım geldi ancak istenilen barutu kaleye sokmaları mümkün olmadı. Ve her şeyden umudu kesen kale savunucuları canlarına dokunulmaması şartıyla bu büyük ve stratejik kaleyi teslim etmek zorunda kaldılar.
İşte Kanije’nin gerçek fatihi olan bu kahraman askerin adını tarihlerin yazmamış olması ne kadar büyük bir kayıp. Ama Türk Tarihi bu şekilde binlerce isimsiz kahramanın kahramanlıkları ile yazılmadı mı? Bugün onları rahmetle, minnetle anıyoruz.

18 yıl önce yaşanılan bu kahramanlığı hatırlamamıza, Afrin Zeytin Dalı Harekatı’na katılan bir askerimizin kitap gibi, anıt gibi bir cevabı sebep oldu: “Beklemesinler”.
Olay şu şekilde gelişti:
Ahaber muhabiri Zeytin Dalı Harekatı’nda Afrin’e giden tankın üzerindeki Mehmetçik’e mikrofon uzattı. Aralarında geçen konuşma Zeytin Dalı Harekatı’nın sembolü haline geldi:
-Merhabalar, kolay gelsin. İstikâmet neresi?
– Kızıl Elma!
– Ailene bir mesaj gönder.
– Beklemesinler.

 

Mehmetçik, o kadar samimi, o kadar içten konuşmuştu ki bu cevap herkesin kalbinin en derin noktasına kadar işlemişti. Bir kelime. “Beklemesinler” sözcüğü cepheye giden askerimizin iç dünyasını ancak bu kadar güzel aktarabilirdi. Bu bir kelime saatlerce konuşma ile anlatılamayacak kadar anlamlıydı. Belli ki Mehmetçiğimiz şehit olmayı göze almış ve yola öyle çıkmıştı. Kanije kahramanının ismini tarih yazmamış ama Afrin kahramanlarının ismini tarih yazacak. Bu millet, Tankçı Uzman Çavuş Mehmet Kuzu’nun adını, onun bu tarihi cevabını hiçbir zaman unutmayacak.

 

İşte Türkün zaferlerine imza koyan komutanlar kadar bu şekilde zaferin yollarını açan isimsiz kahramanlar da unutulmamalıdır. Bu kahramanlar unutulmasın ki Büyük Türk Milleti bu şekilde binlerce isimsiz kahramanın destanlarını nesilden nesile aktarabilsin.
Ne mutlu bu isimsiz kahramanlara, ne mutlu bu kahramanları yetiştiren anne-babalara. Ne mutlu büyük milletimize. Afrin’de Mehmetçik sadece Türkmenleri değil, Arapları ve Kürtleri de PYD/ PKK’nın faşist zorbalıklarından kurtaracak ve bölgeye barışı getirecektir. Bize düşen de bunu dünyaya anlatabilmektir.

Prof. Dr. Yılmaz Kurt

YENİ HABERLER

YORUMLAR

Henüz hiç yorum yapılmamış.

YENİ HABERLER