RUSEN [ANALİZ]: Prof. Dr. Salih Yılmaz : Türk Dış Politikasının Yeni Vizyonu ve ABD’nin Kafkasya Stratejisi

5 Temmuz 2018, 18:34

 

 

 

Türkiye’de 24 Haziran 2018 seçimlerinin sonuçlanmasıyla Batı’dan hızlı dış politika hamleleri geleceğe benziyor. Özellikle ABD’nin hamlelerine karşı Türkiye-Rusya arasında yeni bir dış politika vizyonu ortaya konulmalıdır.

 

 

Ermenistan’da Paşinyan ile önemli bir avantaj elde eden ABD’nin hamlelerine karşı bölgede krizi çözecek Dağlık Karabağ sorunu masaya yatırılmalıdır. Diğer türlü bu sorun çözülmezse ABD’nin İran’a yapacağı harekât veya çevrelemede Azerbaycan da Batı bloğu içerisinde yer alacaktır. Zaten hem İsrail hem de ABD’nin Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’da etkinliği var.

 

Son dönemde Azerbaycan’ı etkisiz hale getirmek isteyen İran’ın Azerbaycan’da yaşayan Talışlar üzerinden operasyon yapmaya çalıştığı gözlemleniyor. Talışlar, Azerbaycan’da yaşayan ve nüfusları 500 bin olan bir azınlık. 1993 yılında Talış Muğan Cumhuriyetini kurarak isyan etmişlerdi. Liderleri o dönemde Hollanda’ya kaçmıştı.

 

Şimdilerde Alikram Humbetov liderliğinde Ermenistan’dan Talışıstan Tv kurarak yayın yapıyorlar. Türkiye ve Rusya’nın Kafkasya’da sorunları çözmeden yapacakları işbirliği uzun süreli olmayacaktır. İki ülkenin bu konulara da yoğunlaşacakları anlaşılıyor.

 

 

Malum son 3 yıldır ABD-Türkiye ilişkileri oldukça gergin. Fakat İran, Türkiye ve Rusya’nın garantör ülke olarak oluşturdukları Astana süreci ABD’yi rahatsız ediyor. Fakat bu üç ülkenin taktiksel işbirliği hepsine de kazandırıyor. İran’ın durumu ekonomik sebeplere bağlı olarak zorlaşıyor. ABD ise Türkiye’yi İran konusunda ikna etmek için yeni adımlar atacaktır.

 

 

Ama şu bir gerçek ki bu gemide İran Türkiye ve Rusya birlikte yolculuk ediyorlar. Birisi batarsa diğerleri de yara alacaktır. Bu nedenle ABD’nin İran tavrını hem Türkiye hem de Rusya desteklemeyeceklerdir. Bu iki ülke Suriye’de ise İran konusunda fazla müdahale etmiyorlar. Yani İran, Suriye’de yalnız mücadele etmek zorunda kalacak.

 

 

Rusya-İran-Türkiye işbirliği Suriye’de sadece siyasi barış odaklıdır. Şöyle ki bu üç ülke her konuda anlaşıyor diye bir durum yok. Rusya, İran,  Türkiye arasında işbirliği sadece Suriye merkezli ilerliyor. Rusya enerji koridoru olarak Türkiye’den faydalanmaya devam edecektir. Bu işbirliğinin taktiksel olmasının da nedenleri var.

 

 

Bildiğimiz gibi üç ülke de tarihte birçok defa savaştılar. Amerika olmasa da bölgede üç ülkenin çıkarları birbiriyle çakıştı. Eğer ABD, bölgeye dair baskısını azaltsa bu üç ülkenin işbirliği de zayıflayabilir ve her ülke endi yolunu çizebilir. Suriye krizi ve ABD’nin tutumları üç ülkeyi birleştirdi ve bundan sonra da aynı tehdit devam ederse işbirliği devam eder.

 

 

ABD’nin İran’a karşı bir saldırısı söz konusu olmaz. ABD son 2 yıldır İran merkezli olarak sistematik bir politika yürütüyor. Ermenistan’da ABD ile uyumlu bir hükümet halk darbesi ile başa geldi. Böylece İran’ın Ermenistan ile müttefikliği tartışmalı hale geldi. En son yakın zamanda Azerbaycan’da Ermenistan’a karşı sınır hattında bir operasyon yapıldı.

 

 

Bu operasyon İran’a karşı da bir mesajdı. Azerbaycan kendi sınırlarında Nardaran’da İran yanlısı milisler olduğuna dair operasyonlar yaptı. Bunun ana nedeni ise İran’ın Azerbaycan’da darbe yapma girişimi iddiasıydı. Azerbaycan şu anda İran ve İsrail’in mücadele alanı haline getirilmeye çalışılıyor. Türkiye yeni dönemde Azerbaycan ile daha sıkı işbirliği yapacaktır.

 

 

Gürcistan’da da hükümet değişti. Hatta Gürcistan, TANAP Projesinin açılışına bile yüksek düzey katılım sağlayamadı. Tüm bu gelişmelerin İran ile alakası olduğunu söyleyebiliriz ABD, İran’a müdahale etmek istemiyor ama içeride karılıklı çıkararak parçalanmayı tetiklemek istiyor. ABD’nin asıl amacı İran’da bir rejim değişikliğidir.  ABD ayrıca Türkiye’yi İran’a karşı uyguladığı ambargoya katılmaya ikna ederek Türkiye-İran arasında bir kriz de oluşturmak istiyor.

 

 

ABD, Türkiye’ye baskı yaptıkça Türkiye de ABD’den uzaklaşmaya devam edecektir. Türkiye’nin ne AB ne de ABD’nin tehditlerine boyun eğme gibi bir niyeti yok. Türkiye açısından en kritik süreç bu seçimlerdi. Türkiye seçimler öncesinde her türlü riski alıp Batı’nın tacizlerine karşı durmuşsa seçimlerden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarısından sonra hiç boyun eğmez.

 

 

Türkiye’nin S400’lerden vazgeçeceğini düşünmüyorum. Bu durumda çıkış yolu ABD’nin Suriye’de PKK/PYD’yi destekleyerek Türkiye’yi tehdit etmekten ve yeni dünya düzeninde Türkiye’yi yok saymaktan vazgeçmesi gerekiyor. Diğer türlü Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanmaya devam edecektir. Bu süreçte ABD’den dolayı Rusya-Türkiye taktiksel işbirliği stratejik işbirliğine de dönüşebilir.

 

[Rusya ve Avrasya alanlarında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Salih Yılmaz, Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesidir]

 

 

 

YENİ HABERLER

YORUMLAR

Henüz hiç yorum yapılmamış.

YENİ HABERLER