Özbekistan, FETÖ’yü ilk fark eden ülke oldu
Özbek tarihçi Şuhrat Salamov “Gülen’in taraftarlarını ülkeden kovduğumuzda bizi Türkofobiyle suçladılar” ifadelerini kullandı.
Ünlü Özbek tarihçi ve politikacı Şuhrat Salamov, Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’ye beklenen ziyaretini değerlendirdi.
Bildiğimiz üzere, Özbekistan Cumhurbaşkanı Türkiye’yi ziyaret etmeye hazırlanıyor. Türkiye-Özbekistan ilişkilerinin mevcut durumu hakkında neler söylemek istersiniz?
– Evet, resmi Ankara ve Taşkent arasındaki ilişkilerde belli bir soğukluk vardı. Ancak bu durum diplomatik ilişkilerin kötüleştiği anlamına gelmemeli. Ülkelerimiz arasındaki işbirliği hiçbir zaman durdurulmadı. Zamanında Türkiye ve Özbekistan arasında “Sonsuz dostluk” isimli mutabakat imzalanmıştı. Şu anda Türkiye-Özbekistan ilişkileri çok iyi düzeyde.
– 20 yıl aradan sonra ilk kez Özbekistan Cumhurbaşkanı Türkiye’ye gidecek. Ankara ve Taşkent ilişkilerindeki soğukluğun sebebi neydi?
– Özbekistan, Fetullah Gülen taraftarlarını kovan ilk ülkelerden biriydi. O zaman neredeyse tüm Türk dünyası Özbekistan’ı Türkofobiyle suçladı. Ancak aradan birkaç sene geçtikten sonra herkes Gülen’in asıl yüzünü gördü. Herkes Türkiye’de yaşanan olayları takip ederek, bu örgütün Türkiye’yi hangi durumlara soktuğunu görmüş oldu.
– Türkiye-Özbekistan ilişkilerinin geleceği konusunda beklentileriniz nelerdir?
– Artık Türkiye ve Özbekistan arasında birkaç milyar dolarlık kültürel ve ekonomik anlaşmalara imza atıldı. Muhakkak yeni anlaşmalar da yapılacaktır. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in Türkiye’ye resmi ziyaretinden sonra konuyla ilgili daha kapsamlı değerlendirmeler yapabileceğiz.
Özbekistan, Fetullah Gülen Terör Örgütü’nü (FETÖ) “yasa dışı örgüt kurmak ve yasa dışı faaliyette bulunmak, toplum düzenini bozucu yayın yapmak, toplumda huzur ve güveni bozmak” gibi suçları işlediği için yasaklayan ilk ülkeydi.
Türkiye’de “paralel devlet yapılanması” faaliyetlerinde bulunan FETÖ, diğer Orta Asya ülkelerindeki gibi Özbekistan’da da okul açma programlarına bağımsızlığın hemen ardından, 1992 yılında başladı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra eğitim alanında oluşan boşluğu kendi programları doğrultusunda doldurmayı amaçlayan FETÖ, Özbekistan’da okullar açtı.
Örgütün Özbekistan’daki okul sayısı kısa zamanda 16’ya yükseldi. Başta başkent Taşkent olmak üzere ülkenin çeşitli bölgelerindeki bu okullar “Silm AŞ” çatısı altında toplayan örgüt, Taşkent’te ayrıca Türkçe ve diğer yabancı dil ile bilgisayar eğitimi veren merkezi de faaliyete geçirdi.
Üst düzey bürokratların çocuklarını okullara almaya önem veren FETÖ’nün, dar gelirli ailelerin zeki, yetenekli çocuklarını da burslarla saflarına katması Özbekistan yönetiminin dikkatini çekti.
Dönemin Özbekistan hükümeti, iç siyasi gelişmelerle de paralel olarak, örgütün faaliyetlerinden rahatsız oldu ve FETÖ’nün tüm okullarını kapatma kararı aldı. Böylece Gülen örgütüne ait ülkedeki 16 lise ile bir dil ve bilgisayar eğitimi merkezinin faaliyetlerine 2000 yılında son verildi.
Aynı yıl FETÖ’nün eğitim kurumlarında çalışanların tamamı sınır dışı edildi, örgütün finans kaynağı araştırılmaya başlandı. Sirderya Vilayet Mahkemesi’nde görülen bir davada, FETÖ ile bağlantılı 3 Türk işadamı, “yasa dışı örgüt kurmak ve yasa dışı faaliyetlerde bulunmak, toplum düzenini bozucu yayın yapmak, toplumda huzur ve güveni bozmak” suçlarından hapis cezasına çarptırıldı.
FETÖ YAYINLARINA DA DURDURMA
Özbekistan hükümeti, 2000 yılındaki bu süreçte, eğitim kurumlarıyla aynı dönemde yayına başlayan “Zaman-Özbekistan” gazetesinin de faaliyetlerini sonlandırdı.
FETÖ’nün ülkedeki faaliyetleri bitirildikten uzun bir süre sonra örgüte yakınlığıyla bilinen Özbek gençler tarafından “Irmak” ve “7 İklim” dergileri çıkartılmaya, dershaneler açılmaya başlandı. Bunun üzerine güvenlik güçleri, 2011’de, FETÖ’ye yakınlığıyla bilinen şirketlere operasyonlar düzenledi. Dergileri çıkartan gençler gibi işadamları da gözaltına alındı.
Aralarında 3 Türk vatandaşının da olduğu 11 kişi, FETÖ’ye üye olmaktan, yasa dışı faaliyette bulunmaktan 6 ila 8 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.
FETÖ, 15 Temmuz darbe girşiminin provasını 1999 yılının şubat ayında Özbekistan’da yapmıştı. Hedef, Özbekistan Devlet Başkanı Islam Kerimov’du. Yine aynı senaryo hazırlanmış, Kerimov’a FETÖ elemanları suikast planlamışlardı. Peki Özbekistan, bu darbe girişimi sonrası hangi hamleleri yaptı, soruşturmada neler ortaya çıktı?
Yine devlet başkanına suikast planlandı, darbeciler başkenti ele geçirmeye çalıştı, hükümet binasında bombalar patladı.
Ancak yıl 2016 değil, ülke de Türkiye değildi. FETÖ, okullarının bulunduğu Özbekistan’da, aslında 17 sene önce, Türkiye’de yaptığı darbe girşiminin bir provasını yapmıştı.
1999 yılının şubat ayında, namluların hedefinde Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov vardı. FETÖ üyeleri, başarısız oldu. Ancak operasyon devam etti. Özbekistan hükümet binasında bir bomba patlatıldı.
Sonrasında uzun namlulu silahlarla ateş açıldı ve hükümet binası yakınındaki 4 araba bombayla patladı. Ancak Özbek başkan ve hükümet darbe girşimini başarıyla savuşturdu.
Ülkede geniş çaplı soruşturma başlatıldı. Yapılan soruşturmanın ardından hedefin doğrudan Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov olduğu ortaya çıktı. Detaylar ise daha korkunçtu.
Özbek yetkililer araştırmalar sonunda FETÖ elebaşı Gülen’in CIA ile bağlantısını keşfettiler. FETÖ liderinin buradaki okullarına gönderdiği 70 öğretmenin ABD’nin kırmızı ve yeşil pasaportuna sahip olan siyasi statülerinin olduğu ve bu ülkeye “ABD Dostluk Köprüsü” adlı gizli bir yapılanma adıyla geldikleri anlaşıldı.
Bu darbe girişimini daha önce Gülen’in tüm karanlık işlerini araştıran ve yazan eski FBI danışmanı Profesör Paul Williams “Gladyo Operasyonu: Vatikan, CIA ve Mafya arasındaki kutsal olmayan ittifak” adlı kitabında en ince ayrıntılarına kadar yazdı.
“Darbe girşiminin arkasındaki isimler, FETÖ okullarında öğretmen maskesiyle görevli 70 CIA çalışanı vardı.” sözleriyle bu karanlık yapıyı deşifre etti.
1990’lı yıllardan itibaren, Özbekistan’da okul açıp, öğretmen adı verdiği deneyimli ajanları kullanan FETÖ, işte bu darbe girşimiyle ortaya çıkmıştı.
Özbekistan devlet televizyonu da konu ile ilgili günlerce yayın yapmıştı. Ülkenin çeşitli kentlerinde açılan liselerde “propaganda” yapıldığını anlatmıştı..
Okullar özellikle yatılı statüyle faaliyet gösteriyor. Bunda amaç öğrencileri ailelerinden ve çevrelerinden uzaklaştırarak, 24 saat kendi denetimleri altında, daha kolay etkilemek. Böylece “Binlerce yıllık Özbek kültür ve geleneklerini yıkıp bu okullardan mezun olan çocukların ileride devletin kilit noktalarına gelmesini amaçlıyorlar.
1999 yılında ise Özbek lider İslam Kerimov’un talimatı üzerine okullar kapatıldı, çok sayıda kişi sınır dışı edildi ve çok sayıda okul yöneticisi de tutuklandı.
Şimdi ise FETÖ, kuşkulu faaliyetleri birçok ülkede gözlem altında bulunuyor. FETÖ okulları, Orta Asya’da CIA’ın arka bahçesi rolü oynadığı da devlet başkanları tarafından belirtiliyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de FETÖ’ye ait okulların, ”Terör eğitimi verdiği, dinci örgütlere eleman yetiştirdiği” yönünde açıklamalar yapmıştı.
YENİ HABERLER
YORUMLAR
Henüz hiç yorum yapılmamış.