Moskova denince aklınıza ne geliyor?

10 Eylül 2017, 17:08

Başkentin 870’inci yıldönümünde Rusya’da yapılan bir araştırmada, ülke halkının Moskova’ya bakışı mercek altına alındı. Ankette, halkın gözünden başkentin başlıca sorunları sıralandı. Rusya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi VTsİOM’un anketine göre, Rusya vatandaşlarının yüzde 78’i Moskova’nın ekolojik anlamda ülkenin geri kalan kesimlerine göre daha kötü durumda olduğunu düşünüyor.

Halkın yüzde 52’si konut sorunu, yüzde 42’si güvenlik açısından başkenti yaşanılır bulmuyor.
“Moskova deyince ilk aklınıza gelen ne?” sorusuna verilen olumlu ve olumsuz cevaplar ise şöyle:

Güzel şehir: %12
Mükemmel şehir: %5
Kalkınma: %5
Yüksek yaşam seviyesi: %3
Gurur: %3
Büyük imkanların şehri: %2
Misafirperverlik: %1

Trafik: %4
Ayrı bir ülke: %4
Antipati: %3
Her şey Moskova için yapılıyor: %3
Kabalık: %2
Hayat pahalılığı: %1
Büyük bir köy: %1
Hırsızlar, haydutlar, su oranlar: %1

Başkent Moskova

Moskova 13. yüzyılda Büyük Moskova Prensliğinin merkezi ve 15. yüzyılın ikinci yarısında birleşik Rus devletinin başkenti olduktan sonra geçen yıllarda hiçbir kent ülkenin başkenti olarak Moskova’nın haklarına el uzatmıyordu. Çar Büyük Petro Avrupa’ya pencereyi açmak kararlılığında idi. Uzun bir zaman içinde Avrupa ülkelerinde yaşamış olan Büyük Petro, Rusya’nın Avrupa ülkelerinin en iyi deneyiminden yararlanarak Batı komşuları ile ticari ve kültürel ilişkileri geliştirmesi gerektiği kanısında idi. Bu amaca ulaşılması için elverişli bir su yoluna ihtiyaç vardı. Bundan başka çar Büyük Petro Avrupa devletlerinden Rusya’ya gönderilen Büyükelçilerin Avrupa tipi kentte kendilerini daha rahat duyacaklarından emindi. Büyük Petro Sankt-Petersburg’un Rusya imparatorluğunun yüzü haline gelmesini istiyordu.

1703-te Büyük Petro Rusya’nın Kuzey-Batısında Baltık denizinin kıyısı yakınında Neva nehrinin deltasında Petropavlosk kalesinin temelini atmıştır. Bu suretle Sankt-Petersburg’un inşasına başlanmıştır. 9 yıl sonra Rus çarının Avrupa’ya ve Baltık bölgesine yöneltim politikasının simgesi haline gelen yeni başkent çarı ile çevresindekileri ve hükümeti kabul etmeye hasır duruma gelmiştir. 19 Mayıs 1712-de Petersburg Rusya imparatorluğunun resmi idare merkezi olmuştur.. Büyük Petro’nun hayalı gerçekleşti. Petersburg Avrupa’da gerçek bir “Avrupa kenti” ve mucize kent olarak nitelendirilmeye başlamıştır. İnşa çalışmaları sırasında Batı’nın inşaat alanındaki deneyiminden yararlanılmıştır. Rusya’nın yeni başkenti “Kuzey Venediği” olarak nitelendiriliyordu. O zamanki ünlü mimarlar Trezini, Rastrelli ve de Tomon, Rusya’nın yeni başkenti için hazıladıkları yapı tasarımları ile isimlerini ebedileştirdiler. Kentin tarihsel çehresini belerleyen asıl bu mimarlar oldular. Kayde değer bir husus daha var. Avrupa’daki büyük kentlerden hiçbiri bunca kısa bir süre içinde kurulmadı. Petersburg bir kuşağın gözleri önünde kurulmuştur.

Çar Büyük Petro’nun ölümünden sonra imparatoriçeler Yelizaveta ile 2. Yekaterina zamanında ataerkil Moskova, görkemli başkent Peterbsburg’dan geri kalıyordu. İki kentin görünüşleri arasındaki farklılık Aleksandr Puşkin ve Nikolay Gogol gibi büyük Rus yazarları için ilham kaynağı oldu.

20. yüzyılın başlarında 1 milyon nüfuslu Petersburg kenti büyük bir sanayi, kredi ve borsa merkezi ve dünyada en önemli kentlerden biri haline gelmiştir. 1917 Ekim devriminden sonra bolşevikler dost olmayan devletlerle sınırların yakın bulunduğunu hesaba alarak ülkenin başkentini yeniden Moskova’ya geçirmişler. Fakat Rusyalılar alışkanlıkla Petersburg’u kendi Kuzey başkenti olarak saymaya devam ediyorlar.

Moskova adının geçtiği ilk tarihi kayıt 1147’den kalmadır. Bugün Kremlin’in bulunduğu yerde 1156’da savunmaya yönelik ilk toprak ve ahşap tahkimatın inşa edilmesinden sonra Vladimir-Suzdal Prensliğinin en önemli şehirleri arasına giren Moskova, büyük  Moğol İstilası ile (1236-1240) sırasında yakıldı.

Rus Ortodoks Kilisesi metropoliti 1326’da merkezini Vladimir’den Moskova’ya taşıdı. Moskova büyük prensleri zamanla çevredeki Rus prensliklerini de kendilerine bağladılar.

Moskova 15. yüzyılın ikinci yarısında, birleşik bir Rus Devletinin kurulması döneminde tartışmasız siyasal merkez durumuna geldi.

1712’de I. Petro’nun ’nun başşehri Petersburg’a taşımasının Moskova üzerindeki olumsuz etkisi fazla sürmedi.

Napaleon’un 1812’deki Rusya Seferi sırasında şehir Fransız kuvvetlerinin işgaline girdi ve binaların üçte ikisinden fazlası harap oldu. Savaştan sonra şehir yeniden imar edildi. 1917’de Şubat Devrimiyle birlikte şehirde işçi ve asker sovyetleri kuruldu. Ekim Devriminde, kısa bir çarpışmanın ardından Moskova Bolşeviklerin denetimine girdi.

Lenin, 1918 Mart’ında Sovyet hükümetini Moskova’ya taşıdı. Moskova’nın başşehir oluşu 30 Aralık 1922’de resmen onaylandı.

Sovyet iktidarının pekişmesini takip eden yıllarda Moskova geniş çaplı yatırımlarla ülke sanayisine öncülük etti. İkinci Dünya Savaşı sırasında Rusya’ya giren Alman kuvvetleri 1941 sonlarında Moskova’nın dış mahallerine kadar ilerledi. Savaş sonrasında şehrin onarımı kısa sürede tamamlandı.

1991’de Sovyetler Birliği dağılınca Moskova Rusya Federasyonu’nun başşehri oldu.

Moskova 870. yaşını kutladı

Çoğumuzun artık hayatına damgasını vuran şehir olan, kendimizi misafir değil “ev sahibi” hissettiğimiz başkent Moskova bu hafta sonunda doğum gününü görkemli törenlerle kutlandı. 9 Eylül Cumartesi günkü kutlamalara 6,5 milyon kişinin katıldığı açıklandı.

Rusya’nın başkenti bu yıl 870 yaşına bastı. Şehir doğum gününü Eylül ayının ilk on gününe yayılan bir dizi etkinlikle kutlamaya başladı. Bu kutlamaların finali ve en coşkuluları 9-10 Eylül tarihlerinde yapıldı.

Moskova’yı tanıyalım

Moskova şehri Rusya Federasyonu’nun başkenti ve en büyük şehridir. Yaklaşık 12 milyonluk nüfusu ve 1081 km² yüz ölçümü vardır. Şehir 1755 yılında kurulmuştur. Şehir dünyanın en iyi metro sistemine sahiptir. Ayrıca 2007 istatistiklerine göre dünyanın en pahalı şehri Moskova seçilip, en çok milyarderin yaşadığı şehir olarak bilinmektedir.

Moskova Şehrinde 13 farklı üniversite bulunmaktadır. Şehirde bulunan üniversitelerden en yüksek kalitede 6 tanesi yabancı öğrencilerine kapılarını açmıştır. Ayrıca Moskova Şehrinin bir çok üniversitesinde dil eğitimi almak isteyen öğrenciler için dil kursu programları mevcuttur. Programlar kapsamında yabancı öğrenciler için Rusça dili Eğitimi verilmektedir. Rusyanın Moskova ya da herhangi bir şehrinde Rusça Dili Programları çerçevesinde sizlerde eğitim alabilirsiniz.

Moskova şehrinde ılıman kararsal iklim hakimdir. Meteoroloji istasyonu verilere göre yıllın en soğuk oldugu Ocak ayında ortalama -7.5 derece olmakla soğuk hava dalgalarıyla birlikte -20 dereceye kadar düşebilmektedir. En sıcak ayı Temmuzda ortalama +20 derece olur ve karasal iklim özelligi olarak dört mevsimde rahatlıkla hissedilir.

Moskova şehri Oka ve Volga nehirleri arsında Rusya’nın Avrupa merkezinde bulunur. 2006 da verilen son verilere göre 1081 km² yüz ölçümüne sahiptir Rusya’nın yüz ölçümü en küçük ve en kalabalık şehiridir. Denizden ortalama 160 m. Yükseklikte bulunur. 255m yüksekligiyle Teplostanskaya Yükseltisi şehrin en yüksek noktasıdır. Moskovanın 77 tane kardeş şehri bulunmaktadır. Türkiye’deki kardeş şehirleri İzmir, Alanya ve Adanadır.

Moskova Şehri Gezilecek Yerleri

Kremlin Sarayı:

Moskovanın Meşhur Kızıl Meydanında bulunan Kremlin Sarayı, Rusya tarih sayfalarının bir çok kez kaleme aldığı ünlü Çar Korkunç İvan’ın emri ile 1155 yılında inşa edilmiştir. Eski yıllarda savunma kalesi olarak kullanılan Kremlin Sarayı, 20 Metre yükseliğinde kırmızı renkten oluşur. 2250 metre çevre uzunluğu ile zamanın en görkemli saraylarından olan kremlin sarayının giriş yerlerinde ve 4 köşesinde her biri 72 metre yükseklikte olan kuleler bulunmaktadır. Sarayın yanında yer alan, Aziz Basileios adına yapılan kilise, yine Korkunç İvan’ın emri ile inşa edilen Saint-Basile Katedrali her sene binlerce insan tarafından ziyaretçi akınına uğramaktadır. Kremlinin ortasında bulunan katedral aynı zamanda korkunç İvan’dan sonra gelen tüm çarların taç takma merasimlerinin yapıldığı yer olarak bilinmektedir. Başkentin St.Petersburg olduğu yıllarda bile çar ve çariçe buraya gelip taç törenlerine katılmışlardır. Rusyanın en orjinal eseri olma ünvanınıda taşıyan Aziz Vasili kilisenin dünyada eşi benzeri yoktur. Çünkü bu kilise 1561 yılında şark şeklinde inşa edilip, Kubbeleri İslami eserlerin (camilerin) kubbelerine benzerliği ile büyük dikkat çekmektedir. Günümüzde Rusya Federasyonu devlet başkanlığı kremlinde bulunmaktadır.

Arbat Caddesi:

Moskova’nın en meşhur caddelerinden biri olan Arbat Caddesi Moskovanın en aktiv caddelerindendir. Trafiğe kapalı olan bu cadde her gün binlerce insan tarafından rehavet görmektedir. Burada bulunan lüks kafelerde oturabilir. Rus mutfağının yanı sıra Dünya mutfağından lezzetli yemekleri deneyebilirsiniz.


Moskova Metrosu:

Moskova metrosu Stalinin emri ile 1931 yılında inşasına başlanmıştır. Dünyanın en iyi metrosu olarak bilinen Moskova Metrosu Gerek projesiyle gerekse iç mimarisiyle görenleri hayrete düşürmektedir. Her karesi tarih kokan bu eşsiz metro Moskova trafiği için önemli bir rol üstlenmektedir. Her biri sanat harikası olarak kabul edilen istasyonlarda günlük yaklaşık 10 milyon kişinin ulaşımı sağlanmaktadır.

Puşkin Müzesi:

1912 yılında sanat sevenlere kapılarını açan Puşkin müzesi St.Petersburg Hermitage’dan sonra Rusya’daki en büyük Avrupa sanat koleksiyonuna sahipliği ile bilinmektedir. Müzede yer alan Yunan, Mısır ve Roma tarihi eserlerinin yanında Truva Hazinesi eserleri ziyaretçilerin bir hayli ilgilerini çekiyor.

İzmoilova Pazarı:

İzmoilova pazarı Moskovanın batısında yer almaktadır. Genellikle hafta sonları yabancı turistler tarafından büyük rehavet görmektedir. İzmoilova pazarında birçok hediyelik eşya bulabilirsiniz.

 

YENİ HABERLER

YORUMLAR

Henüz hiç yorum yapılmamış.

YENİ HABERLER

Copyright © 2024. Rusen.Org | Ankara Türkiye