Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: AB, Rusya’dan ders almalı
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’ya nasıl davranacağını öğrenmesi gerektiği söylerken “Beğenin ya da beğenmeyin Rusya Avrupa’nın en büyük ülkesi. AB bundan sonra patronun kendisi olmadığını anlamalı” dedi.
T24’ün aktardığına göre, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için gittiği New York’ta Al-Monitor’a konuşan Çavuşoğlu, Avrupa Birliği ile ilgili şunları söyledi:
“Avrupa Birliği aynı zamanda üye ülkeler ile aday ülkeler arasında bazı farklar olduğunu da anlamalı. Ama bu üyelerin birinci sınıf, aday ülkelerin ikinci sınıf olduğu anlamına gelmiyor. AB diğerlerine nasıl davranacağını öğrenmeli.
AB, aynı zamanda Rusya’ya da nasıl davranacağını da öğrenmeli. Beğenin ya da beğenmeyin Rusya Avrupa’nın en büyük ülkesi. Aynı fikirde olmayabilirsiniz, —biz de birçok başlıkta Rusya’yla anlaşmazlık yaşıyoruz ama AB bundan sonra patronun kendisi olmadığını anlamalı. AB eğer küresel bir güç olmak istiyorsa daha kapsayıcı olmalı.
AB’nin Türkiye’den sonuç alabilmek için nasıl davranması gerektiğini öğrenmesi lazım derken neyi kastediyorum? Bizim AB’yle ya da AB üyeleriyle bir problemimiz yok. Benim neden Almanya’yla problemim olsun ki. 3.5 milyondan fazla Türk Almanya’da yaşıyor. Eğer Almanya’da istikrar varsa, bu onlar için iyi. Eğer Almanya daha güçlüyse, bu bir numaralı ticaret ortağı olan Türkiye için de iyi. O zaman neden Almanya’yla ilişkilerimizin kötü olmasını isteyelim ki? Neden?
Brüksel’deki mini NATO zirvesinde Alman liderlere (Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Başbakan Angela Merkel ve Dışilişkiler Bakanı Sigmar Gabriel’ çok basit bir soru sordum. Onlardan, Türkiye’nin tarih boyunca Almanlara ya da Almanya’ya yönelik saldırgan bir yaklaşım takındığı tek bir örnek vermelerini istedim. Olmadığını söylediler. O zaman Türkiye’den ne istiyorsunuz? Türkiye’yle ne probleminiz var? Türkiye’ye saldırmak oldukça popüler bir trend. Neden? Sebebi ne? Türkiye’ye ihtiyaçları olduğunu söylediler. Türkiye onlar için bir nevi sigorta ve sığınmacı krizinde, terör konusunda ve daha birçok konuda onlara çok yardımcı oluyor. Türkiye, Avrupa’nın ekonomisine ve güvenliğine katkıda bulunuyor. Bu bizim kıtamız ve burada birlikte yaşıyoruz. Neden Avrupa’yla bir problemimiz olsun ki? Daha istikrarlı ve güçlü Avrupa Türkiye için de iyi.
‘
RUSYA İLE İLİŞKİLERİMİZ NORMALE DÖNDÜĞÜNDE ‘NEDEN’ DİYE SORDULAR’
Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkide son dönemde belirgin gelişmeler oldu. Türkiye hangi alanlarda Rusya’yla işbirliğini geliştirmeyi planlıyor?
Uçak krizinden önce Rusya’yla çok iyi ilişkilerimiz vardı. Savaş uçağının düşürülmesinden sonraki 8 ayda da NATO müttefikleri bize Rusya’yla ilişkilerimizi normalize etme tavsiyesinde bulundular. Ancak Rusya’yla ilişkilerimiz normale döndüğüne aynı meslektaşlarımız bize ‘Neden’ diye sordular, hatta bizi eleştirdiler.
Dışişleri bakanlarının katıldığı bir yemekte, dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de vardı. Bakanların bazılarına kriz döneminde bize Rusya’yla ilişkileri normalleştirme tavsiyesi verip vermediklerini sordum. ‘Evet’ diye yanıtladılar, ben de onlara ‘O zaman neden şimdi bunu sorguluyorsunuz?’ diye sordum.
Bu problemden, krizden önce daha iyi ilişkilerimiz vardı ve şimdi de ilişkileri normalleştiriyoruz. Rusya bizim en büyük ikinci ticari ortağımız, aynı zamanda da onlardan doğalgaz ve petrol ithal ediyoruz. Şu anda Türk Akımı projesi var ve Rusya Türkiye’nin ilk nükleer enerji santralini kuruyor. Yılda ortalama 5 milyon Rus turist Türkiye’yi seyahat ediyor.
Komşularımızdan, —Suriye ve diğer ülkelerden gelen tehditlere karşı hava savunma sistemimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Bunları NATO’daki müttefiklerimizden satın almak istedik ama olmadı. Biz de diğer ülkelerle görüşmelere başladık ve en sonunda Rusya’yla anlaşmaya vardık. Durum bu, bu kadar basit. Bizim ihtiyacımız vardı, Rusya da Türkiye’ye en iyi teklifi yaptı.
‘RUSYA İLE BİRÇOK BAŞARI ELDE ETTİK’
Irak Kürdistanı ve Suriye’deki Kürtler başlıklarında da Rusya’yla birlikte çalışıyor musunuz?
Irak konusunda değil ama Halep krizinden beri Rusya’yla çalışıyoruz. İlk olarak Halep’teki sivillerin tahliyesi konusunda birlikte çalıştık, sonrasında da Suriye’deki ateşkesin diğer bölgelere genişletilmesi konusunda anlaşmaya vardık. O zamandan bu yana da birçok başarı elde ettik. Son olarak da Astana da İdlib’de tansiyonun düşürülmesi konusunda yeni bir anlaşma imzaladık.
Şu anda da siyasi bir çözüm konusuna odaklandık, Rusya da orada bir aktör. Orada varlıkları var. Beğenin ya da beğenmeyin, İran da Suriye’deki aktörlerden biri. Bizce İran pek de pozitif bir katkı sağlamadı ve onların farklı tutkuları, bizim karşı çıktığımız başka bir gündemleri var ancak olumlu ya da olumsuz bir rol oynasınlar; İran da önemli bir aktör. Onların da sürece dahil edilmeleri gerekiyor.”