Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı (CICA) 5. Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı 5. Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Altını çizerek ifade etmek isterim ki; terörün ve şiddetin hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Bu alanda kararlı ve net duruş sergilenmesi çok önemlidir. Bir terör örgütü eliyle diğerini yok etme politikalarının varacağı yer; daha fazla kan, daha fazla işgal, daha fazla zulüm ve gözyaşıdır. Suriye sahası maalesef bu acı hakikatin ispatı olmuştur” dedi.

Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı’nın 5. Zirvesi vesilesiyle Duşanbe’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’ı, başarıyla sürdürdüğü Dönem Başkanlığı dolayısıyla tebrik etti.

Zirve’nin bölgesel ve küresel hadiseler bağlamında kritik bir dönemde icra edildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı’nın temelleri, Aksakalımız Nursultan Nazarbayev’in vizyoner önerisiyle atılmıştır. Konferansımız, ortak çabalarımız sonucu, içerikli, temsil kabiliyeti yüksek bir bölgesel foruma dönüşmüştür” dedi.

Konferansın üye sayısının artığına işaret ederek yeni üye Sri Lanka’ya “Hoş geldiniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sri Lanka’da iki ay önce gerçekleştirilen terör saldırısı nedeniyle Sri Lanka ülke halkına geçmiş olsun dileklerini yineledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Laos’un da gözlemci olarak konferansa katılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Türkiye olarak öncelikle, iş birliğinin derinleşmesi gerektiğine inandıklarını söyledi.

“GÜNÜMÜZ DÜNYASINDA MAALESEF DÜZEN DEĞİL, DÜZENSİZLİK HÂKİMDİR”

Konferansı tüm üye ülkelerce daha fazla sahiplenilmesi gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansal destek sağlanmasının yanı sıra, güven artırıcı önlemlerin uygulanmasına somut katkı ve aktif katılımın sahiplenmeyi artıracağına olan inancını dile getirdi.

“Günümüz dünyasında maalesef düzen değil, düzensizlik hâkimdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Yakın coğrafyamızda çatışmalar, iç savaşlar, vekâlet savaşları ve terörizmle mücadele ediyoruz. Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı, tüm bu sınamalar karşısında ortak adımlar atabileceğimiz bir platformdur. Türkiye olarak çevremizdeki dinamikleri barış, refah ve istikrar doğrultusunda şekillendirmenin gayretindeyiz. Komşumuz Suriye’de iç savaşın sona ermesi ve istikrarın sağlanması için elimizden geleni yapıyoruz. 4 milyona yakın Suriyeliyi şu anda ülkemizde misafir ediyoruz. Suriye’nin geleceğini tehdit eden DEAŞ ve PKK-YPG terör örgütlerine karşı yaptığımız sınır ötesi operasyonlarla çok ağır darbeler indirdik. 4 bin kilometrekareden fazla alanı terör örgütlerinin işgalinden kurtardık. 330 bin Suriyeli sığınmacının tekrar kendi topraklarına, kendi vatanlarına dönmelerini sağladık.”

“KUDÜS’TE YENİ OLDUBİTTİLER OLUŞTURMA GAYRETLERİNİ REDDEDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin bir diğer kanayan yarasının Filistin meselesi olduğunun altını çizerek, Türkiye’nin bu konuda da aktif bir tutum sergilediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşgal, zulüm ve adaletsizliğin, Filistin’in âdeta kaderi olmaktan çıkarılması insanlık onurunun bir gereğidir. Kudüs’te yeni oldubittiler oluşturma gayretlerini reddediyoruz. Tüm ülkeleri, BM kararlarına, Kudüs’ün tarihî ve hukuki statüsüne saygı göstermeye davet ediyoruz” dedi.

Türkiye olarak Afganistan’da barışın tesisi ve şiddetin sona ermesi için yürütülen çabalara destek verdiklerini, “Asya’nın Kalbi-İstanbul Süreci” kapsamındaki faaliyetleri de bu eksende sürdürmeye devam edeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Keşmir sorununun, Pakistan ve Hindistan arasında diyalogla ve ilgili Birleşmiş Milletler kararları temelinde, Keşmir halkının beklentileri doğrultusunda çözümünü destekliyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rohingaların içinde bulunduğu durumu da yakından takip ettiklerini aktararak bu insani dramın bir an önce sona ermesi temennisinde bulundu.

“TERÖRÜN VE ŞİDDETİN HİÇBİR HAKLI GEREKÇESİ YOKTUR”

Türkiye’nin hâlihazırda Birleşmiş Milletler, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ile İslam İşbirliği Teşkilatı içindeki arabuluculuk gruplarının eş-başkanlıklarını yürüttüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konferans bünyesindeki arabuluculuk kapasitesini de geliştirmekte fayda gördüklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiddete varan aşırıcılık ve terörizm dünya genelinde yükselişte olduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin de 35 yıldır terörle mücadele eden, DEAŞ’dan PKK’ya, FETÖ’den El Kaide’ye kadar farklı terör örgütlerinin hedefi hâline gelmiş bir ülke olduğunu söyledi.

Türkiye’nin bugüne kadar on binlerce vatandaşını terör eylemlerinde kurban verdiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Altını çizerek ifade etmek isterim ki; terörün ve şiddetin hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Bu alanda kararlı ve net duruş sergilenmesi çok önemlidir. Bir terör örgütü eliyle diğerini yok etme politikalarının varacağı yer daha fazla kan, daha fazla işgal, daha fazla zulüm ve gözyaşıdır. Suriye sahası maalesef bu acı hakikatin ispatı olmuştur” değerlendirmesinde bulundu.

“BÖLGESEL İSTİKRARI VE EKONOMİK İŞ BİRLİĞİNİ ZEDELEYEN TEK TARAFLI YAPTIRIMLARI DOĞRU BULMUYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikrarlı ve sürdürülebilir kalkınmanın temellerini güvence altına almak noktasında da somut adımların atılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirterek bu kapsamda, hakkaniyeti esas alan çok taraflı çözümlerin yararına inandıklarını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgemizde kombine taşımacılık koridorlarının geliştirilmesine önem veriyor, modern İpek Yolu’nun yeniden inşasını destekliyoruz. Kafkasya ve Orta Asya’yı aşarak Çin’e kadar ulaşan Hazar Geçişli Doğu-Batı-Orta Koridor girişimimiz, bu yaklaşımımızın en somut örneğidir. Bölgesel barışı, istikrarı ve ekonomik iş birliğini zedeleyen tek taraflı adımları ve yaptırımları doğru bulmadığımızı ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Duşanbe Zirvesi’nin üye ülkeler arasında uzun soluklu dayanışmanın dönüm noktası olmasını temenni ederek konuşmasını tamamladı.