Bir Süryani geleneği : Hano Kritho
Hano Kritho; binlerce yıldır Mezopotamya’da yaşayan Süryaniler’in gelenekselleşmiş folklorik özellikli bir şölenidir. Süryaniler her yıl 50 günlük büyük oruca başlamadan önceki son Pazar günü bu geleneği uygularlar. Bu uzun oruç İsa Mesih’in dirilişine denk gelen güne kadar tutulur. Büyük orucun başlaması ise genelde Mart ayının ortalarıdır. Günümüzde kalan bir kaç Süryani köyünde bu gelenek devam ettirilmektedir. Bu gelenekle ilgili “Hano Kritho” adında bir Süryani halk şarkısı da vardır. Bu şarkının Süryanice sözleri şöyledir;
“Hano Hano kritho/Barthe d’kaşo mitho/Şlitho bi’kurnitho
Şre haso msalyonitho/Layko azze babakh/Azzeli li’afşiye
D’motele taşşiye/D’mothe li dane d’asriye”
Hano Kritho bir kadın figürü, bir kadın maketidir. Bu kadın maketi köydeki kızlar tarafından hazırlanır. Hazırlanan bu maketle birlikte köyün gençleri hep birlikte köy evlerini teker teker ziyaret ederler. Grup halinde evleri gezen gençler, ev sahipleri tarafından bereketi temsil eden yağmura izafeten üstlerine su serpilerek karşılanırlar. Gençler bu evlerden bulgur, kavurma ve yumurta toplarlar. Toplanan bu erzak köyün kilisesinde bir araya getirilir. Bütün köy sakinlerinin kilise avlusuna gelmesiyle birlikte, toplanan erzaktan geleneksel yemek hazırlanır. Bu yemek kavurmalı ve yumurtalı bulgurdur. Yemekler yenir, oyunlar oynanır. Bir tabak yumurtalı ve kavurmalı bulgurda Hano Kritho için ayrılır ve taşların arasına saklanır. Daha sonra gençler bu tabağı bulmaya çalışırlar. Ve tabağı bulan genç, bu tabaktaki yemeği de yer. Bunun akabinde gençler maket olarak hazırlanan Hano Kritho’yu parçalarlar. Bu gelenek, hazırlanan yemeklerin bir kısmının muhtaçlara dağıtılması ile son bulur.
Hano Kritho yukarıda belirtildiği gibi foklorik özellikli bir eğlence ve şölendir. Peki bu şölen nereden çıkmıştır? Dilerseniz şimdi de Hano Kritho için ortaya atılan, daha doğrusu ortaya çıkmasına sebep olarak gösterilen hikayeden bahsedelim.
Bundan çok uzun zaman önce, kralın biri savaş kazanır. Savaşı kazanmanın verdiği mutluluk içerisinde etrafındakilere şu sözü verir; “Ülkeme döndüğümde karşıma çıkan ilk insanı bu zafer adına kurban edeceğim”. Kral verdiği sözün endişesi içerisinde yola koyulur. Kralın endişesi boşa çıkmaz çünkü karşısına ilk çıkan, onu kutlamaya gelen öz kızı olur. Kral söz verdiği için, çok sevdiği kızını kurban etmeye kendini mecbur hisseder. Asker ve yakın arkadaşları onu sözünden vazgeçirmeye çalışırlar. Fakar kral sözünden dönmesinin mümkün olmadığını belirtir. Kararı duyan kralın kızı babasından üç günlük bir süre ister. Kral kızının bu isteğini geri çevirmez. Kralın kızı aldığı bu izinle birlikte, tüm arkadaşlarını ve yakınlarını yanına çağırır. Ve bir eğlence düzenlenmesini ister. Gerekenler yapılır; yemekler yenir, oyunlar oynanır. Kralın kızı bu kutlamaların sonunda arkadaşlarından bir istekte bulunur. Bu eğlencenin yılda bir kez tekrarlanmasını ister. Üç gün sonra babasına gider. Kralda verdiği sözü yerine getirir ve kızını kurban eder. Burada bahsedilen kralın Gulyadlı Naftah olduğu söylenmektedir.
Kaynak: http://www.suryaniler.com/kultur-sanat.asp?id=362
YENİ HABERLER
YORUMLAR
Henüz hiç yorum yapılmamış.