Astana Müzakereleri Öncesi ve Sonrası
Astana müzakerelerinden önce Montrö ve Cenevre’de barış görüşmeleri yapılmış ancak Muhaliflerin katılmamaları sebebiyle herhangi bir sonuca ulaşmamıştır. Bunun sebeplerinden biri ise Amerika ve Rusya’nın Esad’ın ‘Geçiş Hükümeti’ sürecinde olmasının Muhaliflerce kabul görmemesi idi. Astana görüşmeleri ise Halep’in Aralık 2016’da Şam Hükümeti ve İran destekli Şii milislerin, ablukaya aldıkları Eski Halep’i Muhaliflerden tahliye sonucu almasıyla bazı Muhaliflerce ‘gidilebilir’ bir görüşme oldu.
Aralık 2016’da Halep’in Şam Hükümeti’ne geçmesiyle birlikte şehirden tahliye edilen ÖSO güçlerinden 300-400 Muhalif değişim usulünde Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde 1961 km2’yi IŞİD ve PKK’dan kurtardığı bölgede yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekatı’na katılırken geri kalanları ise İdlib’e giderek bağlı oldukları Muhalif gruplara döndüler. Muhalifler, belli bir süredir tek çatı-yapı altında toplanma amacıyla görüşmeler yapıyorlardı ancak bir konuda mutabık olmalarına karşın bu birleşme gerçekleşemedi. Halep’in kaybedilmesiyle birlikte hem grupların içerisinde hem de grupların dini önder olarak gördükleri bir çok kanaat önderi Muhaliflerin en kısa sürede tek çatı altında birleşmesine dair yazılar yayınladılar. Ancak bir sonuç alınamadı. Buna müteakip olarak Halep konusunda Türkiye ve Rusya görüşmeleri sonucunda Suriye genelinde Şam’ın Fethi Cephesi ve IŞİD’in hariç tutulduğu bir ateşkes yapılmasında anlaşıldı. Rusya ve Şam Hükümeti’nin bu anlaşmaya uymayacağını söyleyerek İdlib merkezli Muhalif gruplar bu anlaşmaya imza atmazlarken Fırat Kalkanı Harekatı’nda Türkiye’nin desteklediği ÖSO grupları bu anlaşmayı imzaladı. Ancak ateşkes konusundaki en büyük sorun ise ana Muhalif grupların Şam’ın Fethi Cephesi’yle müşterek hareket etmeleri sebebiyle bu grubun hedef alınmasına karşı olmaları. Zira Muhalif gruplar karışık oldukları için Şam’ın Fethi Cephesi’ne Rusya Şam Hükümeti jetlerinin gerçekleştireceği saldırı sonucunda diğer Muhalif grupların üyeleri de zarar görmüş ve ölmüşlerdi.
Ateşkes anlaşmasının hemen ardından İdlib merkezli Muhalif gruplara saldırılar devam etti ve bunun sonucu olarak da Türkiye’nin desteklediği ÖSO grupları da bu anlaşmadan çekildiklerini açıkladı. Suriye Muhalefeti Askeri Heyeti ise Ankara’da Türkiye ile koordine halinde olarak Rus Heyeti ile görüşme gerçekleştirdi. Muhalif Heyet, Rus yetkililere, İran destekli Şii milislerin ve Şam Hükümeti’nin ateşkes ihlalleri detaylı bir şekilde aktarıp, Şam’ın su kaynağı olan Vadi Barada’daki ateşkesin denetlenmesini istedi. 23-24 Ocak’ta Astana’da yapılan müzakerelere İdlib merkezli Muhalif gruplar katılmazken bu çizgiye yakın İslam Ordusu, Sukur El Şam ve Ecnad’üş Şam haricinde diğer katılanlar ise ÖSO grupları. Şam Hükümeti’ni ise diğer görüşmelerde de temsil eden Beşar Caferi temsil ediyor. Hem Muhaliflerin hem de Şam Hükümeti’ni görüşmelerde temsil edenlerin isimleri;
Katılan Muhalif Gruplar;
Heyet Başkanı Muhammed Alluş – İslam Ordusu
Yemen Telcu – İslam Ordusu
Mamun Musa – Sukur El Şam
Menar El Şami – Ecnad’üş Şam
Dr. Nazir El Hakim – Feylak’üş Şam
Yasir Abdürrahim – Feylak’üş Şam
Münzir Seyres – Feylak’üş Şam
Yarbay Faris Biuş – Özgür İdlib Ordusu
Yüzbaşı Said Nukreş – İslam Şehitleri Tugayı
Abdül Hakim Rahmun – Nasr Ordusu
Yüzbaşı Mustafa Mareti – İzze Ordusu
Yüzbaşı Muhammed Ali – 1. Sahil Tümeni
Şeyh Rakan El Hadir – Ahrar Aşayr Ordusu
Yüzbaşı Hüsam El Karaşa – Ahrar Aşayr Ordusu
Yüzbaşı Tarık Kalef – Ahrar Aşayr Ordusu
Binbaşı İsam El Reis – Güney Cephesi
Binbaşı Hasan İbrahim – Güney Cephesi
Albay Ahmed Osman – Sultan Murat Tümeni
Halid Aba – Şam Cephesi
Hüsam Yasin – Şam Cephesi
İzzeddin Salim – Festakim Birliği
Abdülhakim Başar
Hişam Merve
Halit Şahabeddin
Yahya Aridi
Usame Ebu Zeyd
Nasır Hariri
Ammir Tebab
Şam Hükümeti;
Heyet Başkanı Beşar Caferi – BM Temsilcisi
Ahme Arnus – Dışişleri Bakan Yardımcısı
Riyad Haddad – Moskova Büyükelçisi
Ahmed Kuzberi – Milletvekili & Avukat
Haydar Ali Ahmed – Diplomat
Usame Ali – Dışişleri Bakanlığı temsilcisi
Emcad İsa – Dışişleri Bakanlığı Temsilcisi
General Adnan Hilev – Askeri Yetkili
General Salim Herba – Askeri Yetkili
Albay Salim Bıradi – Askeri Yetkili
Astana Müzakereleri
Astana Müzakereleri’nde Amerika’nın konumu muamma idi. Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Amerika’yı Astana’ya davet edeceklerini söylemesine karşın İran, Amerika’nın Astana’da bulunmasına son derece karşıydı. Amerika Dışişleri Bakanlığı, Astana’ya katılmaktan memnun olduklarını ancak Başkanlık devir teslimi sebebiyle heyet göndermek yerine, Büyükelçilerini gönderme kararını aldıklarını ifade etti.
Astana Müzakereleri, 23-24 Ocak tarihleri arasında Kazakistan’da yapıldı. İlk görüşme 23 Ocak Türkiye saati ile sabah 10’da başladı. Müzakereye, Türkiye, Rusya ve İran’dan temsilciler haricinde BM Suriye Özel Elçisi Straffan De Mistura ile Amerika Birleşik Devletleri’nin Kazakistan Büyükelçisi George Krol’da katılımcılar arasındaydı. Şam Hükümeti Heyet Başkanı Beşar Caferi’nin Muhaliflere ”terörist” demesi sonucu Muhalifler, Şam Hükümeti Heyeti ile yüz yüze görüşmeyi reddetti. Türkiye ve Rusya ise Muhaliflerin bu isteğini yerine getirdi. Muhalifler, Astana’ya siyasi bir çözüm, Beşar Esad’ın Suriye’deki geleceğine yönelik bir görüşme için değil Şam Hükümeti tarafından abluka altına alınmış bölgelere insani yardımın ulaşması ve ateşkesi görüşmek amacıyla gitti. Muhalifler, öncelikle İran’ın garantör olmasını reddetti. Ayrıca Şam Hükümeti ve İran destekli Şii milislerin ateşkesi bozdukları noktaları harita üzerinde detaylı olarak sunacakları da bilgi dahilindeydi.
Müzakereler, Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdurrahmanov’un Nursultan Nazarbayev’in mesajını okumasıyla başladı. Mesaj da Kazakistan’ın, Suriye’deki krizin ve Suriye halkının acılarının bitirmek amacıyla elinden geleceğini yapmayı gerekli kıldığını ifade ediyordu. Suriye’de güvenliğin sağlanması, binlerce siyasi tutuklunun serbest bırakılması talebi de Muhaliflerin ajandasındaydı. Muhalif Heyet Başkanı Muhammed Alluş, İran destekli Şii milislerin Suriye dışarına çıkarılması ve Şam Hükümeti’nin yönetimine son verilmesi, Suriye’deki Şii milislerin ve PKK’nın Suriye’deki kolu YPG-PYD’nin terör örgütü listesine alınması, Suriye’nin her bölgesinde operasyonların durması ve BM kararlarına uyulması gerektiğini aktardı. Alluş, İran destekli Şii milislerin, Suriye’de ateşkese engel oldukları ve bu milislerin Suriye’den çıkartılması için uluslararası bir adım atılmasının gerekli olduğunu iletti. Ayrıca Alluş, Suriye halkının iki seçenek olarak Esad ya da IŞİD’e bırakılmak istendiğini ve Şam Hükümeti’nin askeri ya da siyasi olarak iktidar inmesine hazır olduklarını açıkladı. Astana’da toplantılar sürerken, Şam Hükümeti’ne bağlı jetler Suriye’nin güneyindeki Dera’da bulunan Neva bölgesine hava saldırıları gerçekleştirdi.
Şam Hükümeti Heyet Başkanı Beşar Caferi ise Muhaliflerin silahlandırılıp, eğitilip, sınırlardan sokulduğunu ve bunun önlenmesi için de Türkiye’nin Suriye sınırını kapatması gerektiğini söyledi. Ayrıca IŞİD ve Şam’ın Fethi Cephesi’ne bağlı ve yanlısı grupların, Muhaliflerden ayrılana kadar ülkede ateşkesin sağlanıp, sürdürülmesinin gerektiğini ifade etti.
24 Ocak Çarşamba günü 2. ve son oturumu gerçekleşen Astana Müzakareleri’nde Türkiye, Rusya ve İran, Suriye’de ateşkes için üçlü mekanizma kurulması konusunda anlaştı. Ve bu 3 ülke, ortak bir bildirge yayınladı. Bildirge BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak yapıldı. Bildirgede; Demokratik ve çeşitli din, dil, mezhebe sahip ‘Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenlik ve bağımsızlığının taahhüttü, askeri çözüm değil siyasi çözüm odaklı, ateşkesi güçlendirmeye, sivillerin koruma ve dolaşımına desteğe, IŞİD ve Şam’ın Fethi Cephesi’ne (eski El Nusra Cephesi) ortak mücadele kararı ve Muhalif grupların, bu yapılardan ayrılma konusunda kararlılıkları, Şam Hükümeti ve Muhalefetin doğrudan diyalog içinde, daha etkili bir platformda görüşmelerini içeren maddelerle beraber Birleşmiş Milletler gözetiminde 8 Şubat 2017’de yapılması planlanan Cenevre’deki müzakerelere diğer Muhalif grupların katılmasının beklendiği açıklandı.
Suriyeli Muhalifler ise ateşkes tam uygulanmadan Cenevre’deki toplantılara katılmayacaklarını ve İran’ın da dahil olduğu bu üçlü mekanizma grubunu reddettiklerini açıkladı.
Bu bildiriye Muhaliflerin imza atmayacakları önceden sözcüleri tarafından dile getirilmişti. Ayrıca Muhalif kaynaklar, Astana’daki Muhaliflerin sunduğu ateşkes önerisine Şam Hükümeti karşı çıktı. Muhalifler ise Suriye’de ‘laik yönetim’ fikrini kabul etmeyeceklerini açıkladı.
Bunun yanı sıra Rusya Devlet Başkanlığı Özel Temsilcisi ve Astana’da Rus Heyeti’nin Başkanı Aleksandr Lavrentyev, Muhaliflere, Rus uzmanlar tarafından hazırlanan Anayasa taslağını ilettiklerini açıkladı.
Astana’daki Suriyeli Muhalifler, Türkiye’nin toplantılar sırasında son derece zayıf kaldıklarını dile getirdiler.
Astana’da Müzakereler Sürerken;
Muhaliflerin merkezi İdlib’te ÖSO ile Şam’ın Fethi Cephesi arasında gerginlikler yaşandı. Mücahit Ordusu ve Sukur’üş Şam, Şam’ın Fethi Cephesi’nin ilk Astana Müzakereleri’nin olduğu (23’ü 24’e bağlayan gece) ÖSO kaynakları, Şam’ın Fethi Cephesi’nin kendilerine saldırdıklarını iddia etse de Şam’ın Fethi Cephesi’ne yakın aktivistler bu iddialar yalanlanmasına karşın 24 Ocak öğlen saatlerinde karşılıklı çatışmalar yaşanmış ve kısa sürmüştür. Bu çatışmalar ışığında bir çok alim, ÖSO veya ÖSO olmayan Muhalif grup açıklamalar yayınlasa da Suriye’nin en büyük Muhalif grubu Ahrar’üş Şam, Astana Müzakereleri bahanesiyle yaşanan çatışmalara sessiz kalmayacaklarını, Şam’ın Fethi Cephesi’ni dışlayıcı adımlara karşı hep karşı çıkmalarına karşın ŞFC’nin haksız yere Müslüman kanı döktüğünü, bu yolla ŞFC’nin suça bulaşmaya çalıştığını ve bu sebeple ŞFC’yi bağımsız bir mahkemeye davet ettiğini içeren bir açıklama yayınladı. Şam’ın Fethi Cephesi ise yayınladığı bildiride bazı Muhaliflerin, Amerika’ya ŞFC komutanlarının koordinatlarının verilmesi sebebiyle komutanların ölümüne yol açılmasını gösterdi. Suriye’nin en büyük muhalif grubu Ahrar’üş Şam, Şam’ın Fethi cephesinin mahkemeye gelmemeleri sebebiyle bölgede oluşabilecek çatışmalara karşın genel seferberlik ilan etti.
Türkiye, İran ve Rusya, Şam hükümeti üzerinde baskı kurarak zorlasa da İdlib’deki İslami gruplar, Rusya ve İran’ın olduğu Astana müzakerelerine ”bu ülkelerin oyunu” olduğunu söyleyip katılmazken, Türkiye’nin desteklediği ÖSO temelli muhalif gruplar ise İran’ın söz sahibi olmaması ve kendilerinin muhatap alınacak önemli bir oluşum olarak görülmelerini istemelerine rağmen, muhalifler arasında yaşanan iç karışıklık İran ve desteklediği Şii milislerine olan güvensizlik nedeniyle ÖSO temelli muhalif gruplarında Cenevre’ye gidecekleri muamma. İdlib merkezli en büyük muhalif gruplar ise bu görüşmeleri tamamen ret etmektedir. Bu nedenle görüşmelerden kesin bir sonucun çıkmayacağı görülmektedir.
YENİ HABERLER
YORUMLAR
Henüz hiç yorum yapılmamış.