ABD’nin Suriye’den çekilmesi Rusya-Türkiye ilişkilerini nasıl etkiler?
ABD Başkanı Trump’ın Suriye’den çekilme kararı alması Suriye’de yeni bir süreç başlattı. Suriye’de aktif olarak bulunan ülkeler politikalarında değişikliğe giderek yeni süreçte kazanımlarını artırmak istiyorlar. 2015 yılından itibaren Suriye iç savaşında Esed rejiminin yanında aktif bir rol üstlenen Rusya’nın da Suriye politikasında değişikliğe gitmeye hazırlandığını söyleyebiliriz.
Rusya da ABD de Suriye’den çekilmeyecektir.
Rusya Dışişleri Bakanı Yardımcısı Sergey Ryabkov, Trump’ın Suriye’den çekilme kararına ilişkin Rusya’nın kuşkularını belirterek aslında ilk politika değişikliğinin sinyalini vermiştir. Rusya, mevcut durumda ABD’nin Suriye’den tamamen çekileceğine inanmamaktadır. Rusya da daha önce Suriye’den çekildiğini açıklamış hatta bazı uçak ve tankların tahliyesini basına sunmuştu. Fakat Rusya, Suriye’den çekilmemiş askeri varlığını daha da kuvvetlendirmiştir.
Rusya açısından bakıldığında Türkiye’nin operasyon hazırlıkları ve ABD’nin askerlerini çekme kararı Rusya’yı şuan için tereddütte bırakmaktadır. Rusya ilk olarak Türkiye’yi Esed ile masaya oturmaya ikna ederek karşılığında PKK-PYD mücadelesine destek olmayı hedeflemektedir. Eğer bunu yapamaz ise Türkiye’nin yapacağı operasyonun kısmi olmasını sağlayarak ABD’nin çekileceği bölgelere Esed’in yerleşmesini istemektedir.
Suriye’de Fırat’ın doğusuna karşılık İdlib şartı Astana Sürecini tehlikeye atabilir.
Rusya, Türkiye’yi PKK-PYD mücadelesinde desteklerken diğer taraftan Soçi’de Türkiye ile sağlanan İdlib Mutabakatını gündeme getirerek Rusya’nın masada olması için şartları zorlamaktadır. Rusya’nın politikasına göre Rusya-Türkiye işbirliği İdlib’te Rusya’nın istediği ölçüde sonuçlanmazsa Rusya’nın Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonunu desteklemesi tehlikeye girecektir. Rusya operasyona engel olmayı düşünmese de şarta bağlamak istemektedir. Rusya böylece PKK-PYD operasyonunu İdlib ile birleştirerek Türkiye ile diğer alanlarda pazarlık yapma olanağı elde etmeyi amaçlıyor. Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapacağı operasyonu karşılığında İdlib’teki yabancı savaşçıların yok edilmesi isteniyor. Peki, Rusya İdlib’teki yabancı savaşçıları neden bu kadar önemsiyor? Çünkü Rusya ve Esed birlikteliğine en büyük tehdit bu savaşçılardan geliyor. Gelecekte bu savaşçıların hedefinde olabilecek Rusya’nın Suriye’de hâkimiyeti de her zaman tehdit altında olacaktır.
Rusya’nın Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapacağı operasyona doğrudan karşı çıkmamasının ana nedeni ise Astana Sürecinin yıkılabileceğinden duyduğu endişedir. Türkiye’nin ABD’den devralmaya çalıştığı bölge üzerinde Rusya tarafından yapılacak herhangi bir askerî faaliyet veya PKK-PYD desteği Türkiye ile olan iş birliğini sekteye uğratacağı gibi Astana sürecini de dağıtmaya neden olabilir.
ABD’nin Suriye hava sahasını kontrolü Rusya ve İran’ı etkisiz kılıyor.
Suriye’de ortaya çıkan yeni sürecin asli aktörleri Türkiye ve ABD’dir. Rusya’nın bu sürece dâhil olma girişimi yeni krizlere neden olabilir. ABD’nin kontrolündeki bölgelerde ABD izin vermediği sürece Rusya ve İran’ın mevzi kazanması mümkün gözükmüyor. ABD, kendi isteğiyle hâkim olduğu bölgeleri Türkiye’ye bırakacaksa Rusya’nın bunu engellemek adına İdlib konusunda ısrar etmesi iki ülke arasındaki güveni sarsabilir. Kaldı ki ABD bölgeden çekilirken hava sahasının kontrolünü bırakmıyor. Daha önce bu sahada etkin olmak için Rus Wagner ve Esed kuvvetlerinin Deyr-Zor’da yaptığı deneme büyük bir bozgunla sonuçlanmıştı. Rusya yeni durumdan yararlanarak Fırat’ın doğusuna karşılık İdlib’in Esed kuvvetlerine devrini öngören bir politikaya ağırlık veriyor.
Putin, Adana Mutabakatını gündeme getirerek Türkiye’nin ABD’nin izni olmadan bölgeye operasyon hakkı var uyarısı yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in 23 Ocak 2019, Çarşamba günü Moskova’da yaptığı görüşmede 1998 Adana Mutabakatı gündem oldu. Rusya’nın bu mutabakatı gündeme getirmesinden ABD’nin Güvenli Bölge Planına alternatif sunması anlamını çıkarmak mümkündür. Bu durum Türkiye açısından avantajlar içeriyor. Çünkü ABD ve Rusya’nın Türkiye’yi kendileriyle işbirliği konusunda farklı planlarla ikna çabaları iki ülkeyi de rekabete soktuğundan Türkiye bu durumdan kazançlı çıkacaktır.
Putin’in Adana Mutabakatı ile Türkiye’ye ABD’nin iznine ihtiyaç duymadan bölgeye müdahale edebilirsiniz mesajı verdiğini de söyleyebiliriz. Çünkü Türkiye şu anda ABD’nin inisiyatifiyle bölgeye operasyon için bekliyor. Eğer Adana Mutabakatı geçerliyse Esed hükümlülüklerini yerine getirmediği için Türkiye de doğal olarak 50 km alana girme hakkına sahiptir.
Rusya’nın Suriye özelinde yürüttüğü politika ABD’nin çekilme kararından sonra daha da etkin hale gelecektir. Rusya, ABD’nin nasıl bir çekilme gerçekleştireceğini tam olarak bilmediğinden Türkiye üzerinden bir politika ile durumu anlamaya çalışıyor. Rusya’ya göre ABD, Irak sınırı, Ürdün ve İsrail sınırında varlığını devam ettirecek.
Rusya, Suriye’de yapılacak seçimler öncesinde mutlaka mültecilerin kendi ülkelerinde oy kullanmalarını istiyor.
Rusya’nın Suriye’de şu anda önceliği yeni anayasanın yazımı, mültecilerin ülkelerine dönüşü, Esed yönetiminin yeniden meşruiyet kazanmasını sağlayacak seçimlerin tesisi ile ülkenin yeniden imarı için gereken mali desteğin bulunması ve Rusya’nın imarda yer almasıdır. Yeni Anayasanın yazımında ABD ve Türkiye’nin etkisi düşünüldüğünde Rusya, Türkiye’ye ihtiyaç duyuyor. Mültecilerin ülkelerine geri dönüşü konusunda da yine Türkiye’nin rolü var.
Rusya, Suriye’de yapılacak seçimler öncesinde mutlaka mültecilerin kendi ülkelerinde oy kullanmalarını istiyor. Çünkü dışarıda etki altında kalacaklarına inanıyor. Zaten Rusya’nın İdlib ve Fırat’ın doğusuna bu kadar çok önem vermesinin nedenlerinden birisi de yapılacak seçimlerde %60 oy oranının buralarda olmasındandır. Eğer Rusya bu bölgelere etki edemezse Esed’in yeniden seçilmesi mümkün olmayacak. Rusya bu anlamda Körfez ülkeleri ile ilişkilerini güçlendirerek Esed’in meşruiyetini önce onlara kabul ettirip sonra da halk nezdinde bir karşılık bulabileceğini hesaplıyor.
Rusya, Suriye sayesinde Ortadoğu’da gedikler açarak Mısır, Körfez ülkeleri, İran, İsrail gibi ülkeleri kendisine muhtaç hale getirdi.
Rusya, Türkiye ile anlaşmazlıkları karşılıklı kabul edilebilir tavizlerle yumuşatarak çözmeyi amaçlıyor. Çünkü Rusya’nın 2015 yılından günümüze Suriye’de elde ettiği kazanımlar beklentileri aşmış durumdadır. Rusya, Suriye’ye müdahale kararı aldığında öncelikle Batı’nın Rusya’ya karşı o dönem yeni şekillenen yalnızlaştırma politikasını kırmak istiyordu. Ayrıca Esad yönetimini güçlendirmek ve Rusya’ya karşı tehdit oluşturan terör örgütlerini yok etmek amacındaydı. Bu amaçların hepsi başarıyla gerçekleştirildi. Hatta Rusya, Suriye sayesinde Ortadoğu’da gedikler açarak Mısır, Körfez ülkeleri, İran, İsrail gibi ülkeleri kendisine muhtaç hale getirdi. Bu muhtaçlık hali de silah satışı, tarım ürünlerinin ihracı gibi alanlarda kazanca dönüştü.
24 Ocak 2019’da ABD Temsilciler Meclisinde kabul edilen yasa tasarısı Esed üzerinden Rusya’yı hedef alıyor.
ABD’nin Rusya’nın Suriye üzerinden etkinlik politikasını dengelemek adına yeni stratejiler ürettiğini görüyoruz. Örneğin 24 Ocak 2019’da ABD Temsilciler Meclisinde, Suriye’de Beşşar Esed rejimine ve rejimle iş yapanlara yönelik sert yaptırımlar içeren yasa tasarısının oy birliğiyle kabul edilmesi Rusya’yı sıkıntıya sokabilecektir. Tasarı, Trump yönetiminin Suriye rejimi, güvenlik teşkilatları ya da Suriye Merkez Bankası ile iş yapan herkese yaptırım uygulanmasını öngörüyor.
Ayrıca yasa tasarısındaki yaptırımlar, Suriye rejimiyle bağlantılı inşaat projeleri ya da Suriye’de rejimin kontrolündeki havayolu ya da enerji endüstrisi ile iş birliği yapanları da kapsıyor. ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Eliot Engel’in tasarının kabulü sonrası başımızı başka yöne çevirip Esed’in, Rusya’nın ve İran’ın Suriye’yi ezip geçmesine izin veremeyiz açıklaması ABD’nin yeni politikasında Rusya’yı Suriye’nin yeniden imarında Esed’siz bir plana mecbur bırakabilir.
Rusya’nın Türkiye ile Suriye’de en önemli imtihanı ABD’nin çekilme sürecinde Türkiye’ye vereceği destek ile PKK-PYD ile mücadelede samimiyeti olacaktır.
Rusya da biliyor ki, Türkiye, Esed’in meşruiyetini kabul etmediği sürece hem muhalifler nezdinde hem de diğer uluslararası arenada bir başarı gelmeyecektir. Bu nedenle Rusya, Türkiye’yi ikna etmek adına zorlayıcı bazı politikaları devreye sokmaya çalışıyor. İdlib bunlardan birisidir. Fakat gerçek şu ki Rusya, Türkiye’ye yönelik bazı zorlayıcı isteklerde bulunsa da Türkiye bunları kabul etmediği sürece ısrarlı olmaktan da vazgeçiyor.
Rusya, Suriye’de oluşturduğu imkânları en iyi şekilde değerlendirebilmek için Türkiye’yi zorluyor. Fakat Rusya’nın şuanda Suriye’de etkin olmasında Türkiye’nin verdiği destek unutulmamalıdır. Rusya’nın zafer sarhoşluğuyla atacağı yanlış adımlar Türkiye’yi farklı planlara itebilir. Rusya’nın Türkiye ile Suriye’de en önemli imtihanı ABD’nin çekilme sürecinde Türkiye’ye vereceği destek ile PKK-PYD ile mücadelede samimiyeti olacaktır.
[Rusya ve Avrasya alanlarında çalışmalar yürüten Prof. Dr. Salih Yılmaz, Rusya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesidir.]
YENİ HABERLER
YORUMLAR
Henüz hiç yorum yapılmamış.