Sovyetler Birliği’nde çocuklar nasıl yetiştirilirdi?
Sovyetler Birliği, yetiştirdiği bilim insanları, yetenekli sporcuları ve yaratıcı entelektüelleriyle ünlüydü. Bu duruma neden olan sadece genler değil, Sovyet eğitiminin ilkeleri de etkiliydi. Bunu kurallarla açıklamak pek mümkün olmasa da Sovyetlerin kendi içinde uyguladığı birçok bilinmeyen ilke vardı. “Yapamıyorsan öğreteceğiz, istemiyorsan zorlayacağız” ilkesi en bilindik ilkesiydi.
Sovyet eğitiminin birçok ilkesi, 1930lu yılların efsanevi eğitmeni Anton Makarenko tarafından ortaya atılmıştır. O yıllarda ülkede sokak çocuğu sayısı giderek artıyor ve bu durum sokak çocuklarını suça teşvik ediyordu. Yetkililer bu çocukları yetimhaneye yerleştirip düzelmeleri için ne kadar uğraşsa da çocukları değiştirmek çok zordu. Fakat efsanevi eğitmen Anton Makarenko bu çocuklara, evrensel değerleri ve ahlaki normları öğreterek onların yeniden topluma katılmasını sağladı. Makarenko’nun tecrübelerinin çoğu Sovyet pedagoji ders kitaplarına girdi ve genel eğitim sisteminde de başarıyla uygulandı. İşte bunlardan bazıları.
1.Sıkı Yönetim
Çocukların eğitimine küçük yaşlarından itibaren oldukça önem verilirdi. Her şeyin kesinlikle saatine göre gerçekleşmesi gerekiyordu. Özellikle beslenme ve uyku konusunda çok sıkı davranılıyordu. Küçük yaştaki çocuklar beslenme saatleri dışında ağlasalar bile emzirilmezdi. Sovyet sağlık çalışanları genç annelerin evine gelir ve çocuklarının kilolarını kontrol edip rapor hazırlardı. Sadece genç yaştaki anneler değil, yetişkin kadınlar da bu konuda eğitilirdi. Kreşlerde, ana okullarında ve okullarda da beslenme düzenine çok dikkat edildiği için aileler çocukları okula gönderirken yanında başka bir yiyecekle göndermezdi.
2.Çocukları Kundaklayıp Temiz Havada Uyutmak
Temiz hava, çocuğun bağışıklığı ve sağlığı için oldukça önemliydi. Bu nedenle gece vakti de olsa anneler çocuklarını bebek arabalarıyla temiz havada gezdirirdi. Birçok çocuk öğle uykusunu dışarıda temiz havada uyuyarak geçirirdi. Ana okullarında bile uygulanan bu sistemde, temiz havanın salgın hastalıklar dahil olmak üzere birçok hastalıktan koruyacağına inanılırdı. Buna benzer bir diğer uygulama ise çocukları sokakta soğuk suyla yıkamaktı. Soğuk suyla yıkanmanın kalbi koruduğuna inanılırdı. SSCB’de sağlık hakkında en önemli sloganlardan biri de “Sağlıklı ruh, sağlıklı bedendedir.”
3.Spor
Okullarda zorunlu spor aktiviteleri vardı ve bu aktiviteler mevsimlere göre değişirdi. Öğrenciler kışın kayak yapar, yazın ise temiz havada koşardı. Çocuklar, yılın belli zamanlarında spor salonlarında atletizmle uğraşır ve takım oyunları oynardı. Sadece çocukları değil, yetişkinleri de spora teşvik etmek için devlet destekli birçok etkinlik gerçekleştirilirdi.
4. Çocukları Sosyalleştirmek
Çocuklar hatta bebekler bile çok küçük yaşta ana okullarına verilirdi. Zira Sovyet anneleri en kısa sürede devlet için yeniden çalışmak zorunda kalırdı. Ayrıca çocukların küçük yaşlarda ana okullarına verilmesi sosyalleşmek açısında önemli bir adım olarak görülürdü. Çocuklar kolektif olarak yaşamayı, çalışmayı ve sorumluluk almayı öğrenmek zorundaydı.
5. Sorumluluk Almayı Öğretmek
Çocuklara küçük yaşlarda sorumluluk almayı öğretmek, ilerde okullarda oluşabilecek zorbalığı engellemenin en önemli unsuru olarak görülürdü. 1970’lerde Amerikalı akademisyen ve çocuk psikoloğu Urie Bronfenbrenner, Sovyetler Birliği’nde çocukların nasıl yetiştirildiğini teferruatlı bir biçimde araştırdı ve ‘Çocukluğun İki Dünyası: ABD ve SSCB’ adlı kitabı yayınladı. Kitabın bir kısmında, Sovyet okullarında gerçekleşen olumsuz davranışlarla nasıl baş edildiği hakkında bilgiler veriliyor.
6.Çalışmayı ve Bağımsız Olmayı Öğretmek
Çocukların devlete karşı sorumluluklarını yerine getirebilmesi için öncelikle kişisel sorumluluklarını da gerçekleştirebilmesi gerektiğine inanılıyordu. Çocuklar, daha küçük yaşlardan itibaren evde ebeveynlerine kesinlikle yardım etmeli, evin her işini yapabilmeliydi. Çocukluğu Sovyet döneminde geçen 62 yaşındaki Sergey şöyle diyor:
“5.sınıftayken hafta sonları daireyi temizlemek ve alışveriş yapmak gibi ev görevlerim vardı. Bütün bu işleri neden yaptığımı ve bana ne katacağını bilmiyordum. O zamanlar ikiz kız kardeşim de evde herkes için yemek yapardı. Ebeveynlerimiz ise ya çalışır ya da eve gelip dinlenirlerdi.”
Çocukların sorumluluk alabilmeyi erken yaşta öğrenebilmeleri için sadece aileler değil okullar da çabalıyordu. Kız ve erkekler için ayrı dersler verilirdi: Kızlar dikiş dikmeyi, yemek yapmayı, erkeklere ise çivi çakmayı, lehimlemeyi ve hatta basit elektrik işlerini öğrenirdi.
7. Boş Zamanların Kısa Tutulması
Sovyet çocukları her zaman bir işle meşgul olmak zorundaydılar. Ne kadar çok çalışırlarsa o kadar çok başarılı olacaklarına inanırlardı. Dersler bitse bile çocuklar uzun süre okulda kalır ya da sosyal aktivitelere katılırdı. Okullarda çocukların zaman geçirmesi için spor, sanat ve müzik odaları vardı. Bu durum sadece çocukları sosyalleştirmekle kalmıyor aynı zamanda bütün gün çalışan ebeveynlere büyük ölçüde kolaylık sağlıyordu. Çocuklarının okulda olduğunu bilen ebeveynlerin çocukları için endişelenmelerine gerek kalmıyordu. Sovyet ebeveynleri kendileri çocukken birçok aktiviteden yoksun kaldıklarından dolayı çocukları için en iyisini istiyorlardı. Bu nedenle ailedeki gelirin çoğu çocukların gelişimine ve eğitimine harcanırdı. Çocuklar, olimpiyatlara katılmaları için hem aileleri hem de okul tarafından teşvik edilirdi.
8. “Çocukları Şımartmayın!”
Sovyet döneminde ebeveynlere çocuklarını şımartmamaları gerektiği özellikle tavsiye ediliyordu. Zira, Sovyet çocuklarının hiçbirinin modern oyuncakları ya da çeşit çeşit kıyafetleri olmazdı. Genç yaştaki bir Sovyet vatandaşı her zaman iddiasız giyinmeli ve sade yaşamalıydı. Şımartılmış çocukların ilerde asosyal ve hatta suç işleyebileceklerine inanılırdı.
9.Doğa Sevgisini Aşılamak
Sovyet çocukları, bütün bu yazılanlardan da anlaşılacağı üzere dışarıda çok fazla vakit geçirirdi. Çocukların dikkatini çeken birçok botanik ve hayvanat bahçesi bulunurdu. Doğayı inceleyen ‘genç doğa bilimcileri’ birlikleri epey popülerdi. Çocuklar ormanlara yürüyüşe gider, dağa tırmanır ve kano yapmayı öğrenirdi. Ebeveynler de sık sık çocuklarını şehir dışına çıkarır ve onlara nasıl balık tutulacağını, zehirsiz mantarların nasıl seçileceğini öğretirlerdi.
10.Ahlaki Değerleri Aşılamak
Sovyet döneminde çocuk yetiştirilirken elbette ahlaki değerlere de oldukça önem verilirdi. Ünlü şair V.V. Mayakovsky’nin o dönem yazdığı ‘İyi ve Kötü Olan’ şiiri çok popülerdi. Çocuklara ahlaki değerleri İncil’deki normlarla değil, Sovyet halkının ve komünizmin normlarıyla öğretiliyordu. Fakat yine de belirlenen bu normlar dini kitaptakinden çok da farklı değildi. Kendiniz için değil bir başkası için yaşamak, kişisel hırslardan uzak durmak, zenginleşmek için çaba göstermemek, yalan söylememek, temiz olmak ve yaşlılara saygı duymak en önemli ahlaki kurallardan bazılarıydı.
Çocuğa aşılanan en önemli değerlerden birisi de aileydi. Çünkü aile, Sovyet toplumunda değer verilen en önemli kurumdu. Bundan dolayı kız çocukları başka sorumluluklarının da olmasına rağmen iyi bir anne ve ev hanımı olmaya hazır olarak yetiştirilirdi. Erkekler ise daha çok fiziksel anlamda eğitiliyordu, özellikle askeri eğitimden geçmeleri çok önemliydi. Sovyet döneminde yaşayan 75 yaşındaki İvan şöyle diyor: “Erkekler askere gitmedikleri zaman toplum onlara güler, hatta kızlar askere gitmeyenlerle tanışmak bile istemezdi.”
Son olarak elbette vatan ve millet sevgisinin aşılanması çok önemliydi. Vatana hizmet etmek ve sadık olmak her Sovyet vatandaşının göreviydi. Bu sadakati, sevgiyi ve saygıyı aşılamak için çocuklara küçük yaşlardan itibaren Sovyet kültürünü, coğrafyasını ve tarihini iyi benimsetmek ve kapitalistlerin büyük baskısından kurtulmada SSCB’nin büyük rolünü bilmek gerekiyordu.
Yazı: Александрa Гузева Russia Beyond
Çeviri: RUSEN Uzmanı Esra Güvenir
YENİ HABERLER
YORUMLAR
Henüz hiç yorum yapılmamış.