devletin ülkesi; hakimiyet, nüfuz ve menfaat alanı, genelde milli gücün üstünlük kurduğu bir çevredir.. devlet bu gücünü koruyabildiği müddetçe millet de vardır..
siyasi doğa; zayıfa, güçsüze, gelişmeyene, derlenip toplanmayana yaşama, onurlu yaşama hakkı ve imkanı tanımamaktadır..
devlet olmanın ön şartı; milletin silahlı özünü, bağımsız yaşama şuur ve iradesini temsil eden silahlı kuvvetleridir..
devletin ancak güçle kaim olması, devletle orduyu içiçe getirmiş, bütünleştirmiştir..
devlet; yüksek sevk ve iradeye sahip olup, bu gücü korumayı, geliştirmeyi ve kullanmayı sağlamakla mükelleftir..
bir devlet, toplumun bütün gücünü, ülkenin bütün kaynaklarını, gerektiğinde savaş amaçlarına tahsis etmesi, milletin ordulaşmasıdır..
savaşan tarafların ekonomik gelişmede, üretimde, bilim ve teknolojide eşit olması halinde galibiyeti sağlayan faktörler azim ve kararlılık, sabır ve dayanıklılık, topyekûn seferberlik hamlesidir.
bu halde de zafer, düşmana kuvvet farkını kapatması için tedbir almasına imkan bırakmayan bir fikir, plan ve icraat uygulamaya bağlıdır..
milletlerin, devletlerin aktüel politikaları özellikle harp hedefleri; özgüçleriyle erişip koruyabileceği seviye ile sınırlı kalmak zorundadır..
1- güvenilir ittifaklara dayanmayan,
2- hasımları çoğaltan, özgüce dayanmayan politikalar, rasyonellikten çıkar, macera teşkil eder.
büyük güçlerin, gelişmiş ekonomilerin kendileri için en az riskli, en yüksek rantlı yeni sömürü yöntemlerinden birisi de; gerginlik üreterek, senaryolarında figüran kılmayı başardıkları ülkelere silah satmaktır..
strateji (sevkulceyş); harbin, siyasi hedeflere uygun bir barışla sonuçlanmasını, milletin hayati menfaatlerinin korunmasını, asgari kayıpla netice almayı sağlayacak bir ustalık ve etkinlikle idaresini esas kabul eder..
genel strateji,
stratejik taarruz,
stratejik savunma,
stratejik çekilme,
stratejik yığınak,
stratejik yayılma,
stratejik istihbarat,
stratejik hava harekatı,
kara gücü stratejisi,
deniz gücü stratejisi,
hava gücü stratejisi.
devlet ve ordu hayatında, savaşta ve barışta stratejik düşünme ve planlamayı stratejik bilim ve san’atını elzem kılan hususlar, hayatın kanunlarına dayanmaktadır..
strateji, bir nevi yaşama bilim ve san’atıdır..
stratejinin mantığı şudur:
1- hayat kuvvete dayanır.. kuvvetin doğru kullanılmasıyla sürdürülebilmektedir.. hudutsuz bir kuvvete sahip olunamayacağı gibi, kuvvetsiz yaşamak da mümkün değildir.. kuvvetin israfı, tükenmesi ve tahribi, yıkımı getirir..
2- amaca erişmek için kuvvet kullanmak gerektiğinde engel ve tehdit oluşturan zıt güçlere karşı kullanılabilecek kuvvet hudutludur..
3- kuvvet kullanmanın, sarfiyatın maliyeti yüksektir.. eşit şartlarda direkt karşılaşma, maliyeti ve zayiatı yükseltir.. amaca ulaşmayı zorlaştırır. tehlikeye düşürür..
4- hasmın güçlü olmasına rağmen, karşılıklı boğazlaşmaya girmeden, kayda değer bir kayba uğramadan, asgari maliyetle etkisizleştirmek, yenmek gerekir.. bu mümkündür..
5- bu amaca, kıyasıya bir kırışma ile değil, ancak dirayetle uygulanan stratejik planlama ve harekatla, yüksek strateji ile yüksek komuta sanatı ile erişilir..
sadece harpte, askerlikte ordu sevk ve idaresinde değil; emek, sermaye, zaman tahsisi ve planlı çaba gerektiren her faaliyette doğru bir strateji tayin ve tespit edilmesi elzemdir..
millet hayatının değişik cepheleri; ekonomik sektörler, ticaret, sanayi, tarım, ulaştırma, hizmet ve çalışma sahaları, eğitim ve kültür bir bütün teşkil ederler.. bu bütünün sağlıklı, tutarlı oluşması, gelişmesi gerekir.. bu sektörlerde uygulanan geliştirme stratejilerinde yapılan hatalar ve atılımlar, sağlanan başarılar; bütünü ve milli gücü etkiler..