RUSEN [HABER/ANALİZ] : Bu Beyinlerin Savaşıdır
Son 10 yılda Türkiye Cumhurbaşkanı düşünce savaşında önde olduğunu ıspatladı. Gazeteci Yazar, hocalihaber.com sitesinin genel yayın yönetmeni Kebuter Hakverdiyle bölgedeki son durumu, özellikle Suriye`de gelişen olaylar ışığında Türkiye Rusya ilişkilerini konuştuk. Sayın Kebuter Hakverdi Türkiye ile son dönemde geliştirmiş olduğu yapıcı ilişki biçimi Rusya’nın Suriye denklemi üzerinden edindiği en somut kazanımlardan biri haline dönüştüğünü düşündüğünü, bu ilişkinin ABD`nin YPG`ye açık desteği bağlamında geleceği konusunda oldukça iyimser olduğunu belirtti.
Gazeteci yazar Türkiye`nin Büyük Osmanlı İmparatorluğu`ndan sonra da iki dünya: kapitalist ve sosyalist kesim arasında çok önemli bir nokta olduğunu sözlerine ekledi: “Dünya yine eskilerde olduğu gibi hep bu noktada dönüp durmuş. Resmi Moskova ile yaşanan buzlaşma aslında Batının uygulaması idi ki görünen o ki bundan daha çok kayıp eden Türkiye oldu. O manada ki dini ve asaleti aşılanmaya maruz kaldı. Toplumu içinden yıpratma çalışmaları yapıldı. Aslında katliamcı, demir perde ülkesi olan Sovyet birliği Müslüman dünyasının yaşam kılavuzu olan Kuran i Kerim’in kuralları esasında kurulmuştu. Sadece proletaryanın lideri Lenin bu sırrını bastırmak için, o nokta kapalı kalsın diye düşünen beyinleri mahıv etti ve İslam dininden habersiz ama onun kardeşlik bağları ile sağlanmış bir toplum yaratmayı başardı. Tabii ki bu toplumla Türkiye’nin; İslam ülkesinin yakınlaşması Batının isteklerine uygun değildi. İki dünya gücünün kafa kafaya geldiği noktada hükmü kendi elinde olmayan, ahalisi AB’de eleman olarak çalıştırılan bir Türkiye vardı.
Dünya hegemonyası için Batı illa Sovyetler Birliğini çökertmeliydi ve bunu başardıktan sonra İslam dünyasına karşı oluşturulan Haçlı Seferlerinin devamı başlatılacaktı. Irak, Mısır, Suriye’den sonra sırada Türkiye vardı ki, tarih bizi 15 Temmuz olaylarının canlı tanığı yaptı. Ama tüm dünya gördü ki, şimdi bölgede güçlü bir Türkiye var ve bu Türkiye Batı`nın ve Amerika`nın entrikalarının karşısında dimdik ayakta duruyor. Özellikle, ABD`nin Suriye`de terörist PYD`yi desteklemesi değişen dünyada Türkiye Rusya ilişkilerini daha güçlü kılmaktadır.
ABD`nin bu tutumundan dolayı oluşan bu ittifakın daha farklı eksenlere kayabilme ihtimalleriyle alakalı sorumuzu yanıtlayan gazeteci Hakverdi örneğin İran`ın da bu ittifaka katılma olanaklarının mümkünlüğünü de değerlendirdi ve Türkiye’nin Rusya ve İran’la bir araya gelmesinin aradaki buzların erimesinin AB için büyük bir zaaf olabileceğini dile getirdi. Türkiye ile İran`ın Müslüman ülkeler olduğunu, her iki ülkenin Rusya ile ilişkilerinin güçlenmesi bir ittifaka doğru hızla ilerlediğinin altını çizen yazar böyle bir ittifakın oluşması durumunda bölgedeki tilkilerin tavşanları kapamayacağına özellikle vurgu yaptı: “Zaten kendi durumunu uzun süredir toparlamaya çalışan Rusya sonuçta bunu başardı ve Suriye topraklarına müdahale etmekle, ki, aslında Rusya’nın bu adımı Türkiye’nin kalkınmasına da yardımdır; varlığını ve gücünü bir daha ispatladı. Bu tarihi gidişatta tabii ki Türkiye akıllı manevralar etmemiş olsaydı, dünyanın haritası değişecek ve kaderimiz o haritaya göre çizilecekti.
En son kısa bir süre önce İran’daki karşı durmaları ele alalıım. Batı`nın elinde Güney Azerbaycan kozu var ve dikkat ediniz bizim güney Azerbaycan liderimiz Çehreganlı Amerika’da uzun yıllardır. Onun Türkiye’ye girişine yasak koyuldu diye yaygara koparan sözde politikacılar bence perdenin arkasını nihayet görmesini nihayet bildiler. Amma eski taktikler artık açık oynandığından Güney Azerbaycan kendi Türk görünümlü liderlerini yetiştirmeye başladı ve son İran olaylarında genç politikacı Elyar Zat Azerbaycan kozunun kullanılması konusunda Batı`ya karşı koymayı başardı.”
Kebuter Hakverdi sözlerini şöyle sürdürdü: “Kuşkusuz, Suriye sorunu çözüldükten sonra Türkiye İran arasında yeni gelişmeler, anlaşmalar olacak ve bu masaya oturmak değil de el ele tutmak olacak. Zira Türkiye İslam dünyasının merkezine dönüşmekte ve 100 yıl önceki gücünü geri getirmektedir. İran ise kendisini ayakta tutmak, yani İslam ülkesi olarak varlığını sürdürmek için bu adımı atmak zorundadır. Artı Rusya`nın da olaya katılmasıyla dediğiniz üçgen de oluşacak. Uçak krizi, Rusya Büyükelçisinin katli gibi 70 yılı aşkın bir zaman akarının aşamasına uğramış taktiklerle dünya politikasına artık yön vermek mümkün değil. Bu beyinlerin savaşıdır ve son 10 yıllık bir dönemde T.C Cumhurbaşkanı düşünce savaşında önde olduğunu ispatladı.”
YENİ HABERLER
YORUMLAR
Henüz hiç yorum yapılmamış.